Nabat Garakhanova, 23 yıldır Türkiye’de yaşayan başarılı bir iş kadını. Türkiye’yi ikinci vatanı olarak gören Garakhanova ile günümüzün yükselen değeri dijitali ve kurucusu olduğu Mezo Digital’i, Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği O Bag’i ve yakın zamanda gerçekleştirmek istediği planlarını konuştuk.
Röportaj: Gözde Nur Bayar
Mezo Digital’i nasıl kurmaya karar verdiniz? Nasıl gelişti bu süreç?
Diplomasiyi bıraktıktan sonra yeni kurulan bir dijital şirkette çalıştım ama dijitale dair hiçbir bilgim yoktu. Yani diplomasi ile dijital çok ayrı şeylerdi benim için o zamanlar. Orada çalışmaya başlayınca dijitalin içine girmeye başladım; Facebook, Twitter ve Linkedin merkezlerinde eğitimlerini aldım, bu alanda birçok kitap okudum. Böylece dijitalin aslında bizim için bir gelecek olduğunu gördüm. THY, Torku, Avea gibi şirketlere dijital hizmet verince bu işin ne kadar değerli olduğunu gördük. Gelen talepler doğrultusunda da Mezo Digital’i kurdum. Mezo Digital ile bizim ağırlıklı çalışmalarımız daha çok kurumlara ve büyük şirketlere oluyor. Çalışmalarımızın tamamı 3 temele dayanıyor; algı, itibar ve topluluk yönetimi. Biz dijital olarak stratejileri kuruyoruz, uyguluyoruz yani en basiti bir fotoğrafta bir kelimenin ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Hem siyasi liderlere de hizmet veriyoruz o yüzden dengeler çok çok önemli. Bazen onların da bir insan olduğunu unutuyoruz, işte dijitalde dengeleri kurarak doğru iletişim kurmaya çalışıyoruz. Dijital çok önemli bir iletişim aracı ama maalesef çöpe çevrildi. Herkes her şeyi yazıyor, herkesi yargılıyor. Dijital ya da sosyal medya olsun, algı ve gerçek makası var ve bu ikisinin arasının belli bir noktada olması, çok açılmaması gerek. Dijitalde maalesef bu algıyı iyi ve muhteşem gösterince gerçeklilik kayboldu ve bu sefer insanlar virallere kaymaya başladılar. O yüzden de dijitali doğru kullanmak gerekiyor; şahıs olsun, kurum olsun kesinlikle her şeyin stratejik ve doğru hareket etmesi gerekiyor.
Mezo Digital’de neler yapıyorsunuz?
Öncelikle bize birileri geldiğinde biz o kurumu, şirketi veya şahsı hissetmiyorsak birlikte çalışmayı kabul etmiyoruz. Çünkü inanmamız ve güvenmemiz gerekiyor. Temelini ve imzamızı attığımız işlerin iyi çıkmasını istiyoruz. Sosyal medya yönetimi ve dijital pr yapıyoruz. Sadece dijital üzerinde de strateji kurmuyoruz, aynı zamanda online’dan offline’a, offline’dan online’a iletişim kurguluyoruz. Bizim spesifik işimiz tamamıyla işimizin stratejisi, onun yönetimi ve üzerine projeler çıkarmak. Mesela bir markanın logosunu tasarlamak bizim işimiz değil ama yeni çıkacak bir ürünün dijitalde nasıl doğru iletişiminin yapılacağı nasıl iletişiminin kurgulanacağı bizim işimiz.
Bilinen birçok kurum ile de çalıştınız, çalışmaya da devam ediyorsunuz…
Müsiad’a, İTO ve iştiraklarına yıllarca hizmet verdik. 8. Boğaziçi Zirvesi’ni yaptık. Aynı zamanda Sağlık Bakanlığı’nın ‘’Hareket Her Yerde’’ kampanyasını gerçekleştirdik.
Dijitalin hakim olduğu bir dönemdeyiz. Markalar, kişiler dijitalde nasıl bir strateji planlamalılar? Neler önerirsiniz?
Söyleyeceğim en temel öneri, gerçekten uzaklaşılmaması gerektiği olur. ”Sosyal medya seni vezir de yapar rezil de.” Siz deneyecekseniz, anlatacaksınız. Mesela bir üründen bahsediyorsak bunun en doğru iletişimi kullanan ve deneyim yaşayan yapar. Ayrıca dijitalde insanlar sabırsız, her şeyi hemen istiyorlar ve sen marka olarak onların bu hızına yetişebilmelisin. Ya da bir birey olarak fenomensin ya da danışmansın, insanların yorumlarına hemen cevap verebiliyor musun? Ya da bir şirketsen eğer şikâyetlerin arkasında durmalısın ve anında cevap vermelisin. Negatif ve pozitif yorumlara da cevap vermen gerekiyor, bunun için hazır mısın?
TÜRK HALKI İNSANA KUCAK AÇIYOR
Çok tatlı bir ofis ve ekibiniz var. Başarıyı bunlar dahil nelere bağlarsınız?
İstanbul’u çok seviyorum, herkes plazaları tercih ederken ben tarihi binalara yöneliyorum. Ofisimiz Ortaköy’de ve düşünebiliyor musunuz üç dinin bulunduğu bir semttesin ve Türkiye’nin aslında ne kadar toleranslı bir ülke olduğunu görüyorsun. Hiçbir zaman kendini yabancı hissetmiyorsun çünkü Türk halkı insana kucak açıyor. Burada mahalle havası çok keyifli herkes birbirine yardım ediyor. Biz dijitale iş yapıyoruz, medyacıyız o yüzden samimiyeti, sıcaklığı hissetmeden işimizi yapamayız. Ki başarıyı da kısmen buna bağlayabiliriz. Tabii ki bunların yanı sıra Mezo Digital’in başarısında ekibin de büyük katkısı var. Aile gibiyiz burada, her şeyi beraber yapıyoruz. Tüm krizleri de en güçlü şekilde atlatmamızın nedeni sağlam bir ekip olmamızdı.
Sosyal medya ise günümüzün süper gücü konumunda. Artık her marka oraya yöneliyor. Dikkat çeken, çok takip edilen bir hesap sizce nasıl olmalıdır?
Sosyal medyada devamlılık önemli, bugün yarın olup da bir üç gün sonra kaybolmak olmaz. Sürekliliğinin olması, gündemi takip etmen gerekli. Eskiden iş başvuruları yapılırken referanslara bakılırdı, şu andaki referansın sosyal medya ve bunu doğru yönetmen gerekiyor. Dışarıda nasıl isen sosyal medyada da öyle olmalısın. Bakın dijital geneldir ama sosyal medya, web sitesi, blog vs. hepsi dijitalin içinde yer alıyor, araçtır. Son zamanların trendi olan takipçi satın almak ise çok yanlış. Bunu yapmış olan hesapları kurtarmamız o kadar zor ki inanın sıfırdan hesabı olan bir şirketi yukarı çekmek çok daha kolay oluyor. O yüzden bu yöntemi asla yapmayın. Bunun anlaşılmadığı zannediyorlar ama durum öyle değil, profesyonel bir desteğin de sonradan bu yanlışı düzeltmesi çok zor oluyor.
KENDİ HESABINI KENDİN YÖNET
Mezo Akademi ile kendi hesabını kendin yönet diyoruz. Her ay şirket ve kurumlara ücretsiz eğitimler veriyoruz. Sizi sizden daha iyi kimse anlatamaz, biz size sadece teknik, strateji ve iletişim alanlarında profesyonel destek sağlıyoruz. Sizin kadar kimse yaptığınız işi iyi anlatamaz, o yüzden de çalıştığımız kurum ve şirketlerde sizin gibi soluk alabilmemiz için orada bizden bir arkadaş mutlaka bulunuyor.
O BAG SİZİ ÖZEL HİSSETTİRİYOR
Renkleri ve fonksiyonelliği ile öne çıkan O Bag’in Türkiye distribütörlüğünü üstleniyorsunuz. Nasıl karar verdiniz buna? Neden O BAG?
Ben zaten tasarımı çok seven birisiyim, aslında bu kadar şey ile uğraşmasaydım büyük ihtimal kendi markamı çıkarmış olurdum. Eskiden bütün hanımların hayali Chanel idi ama bu artık o kadar kolay ulaşılır oldu ki belli kitleler onun orijinalini alıyor, diğerleri çakmaları; sonuç olarak herkeste var. Kişiler artık doyum noktasına ulaştı, insan kendini özel hissetmiyor. O Bag sizi özel hissettiriyor; senin yaptığın, seçtiğin her gövde ve çanta sapı sana aittir ve sen küçük bir parça aksesuar ile ikinci çanta yapabilirsin. Asıl farkı bu, O Bag tamamen kişinin bütçesine bağlı, nasıl bir şey istersen farklı şekillerde kullanabilirsin.
Çanta dışında neler bulunabilir mağazanızda?
Saat, gözlük, cüzdan ve terliklerimiz var. Yeni sezonda da sandaletlerimiz geliyor. Bunlar da tıpkı çantalar gibi farklı aksesuarlar ile değiştirilebiliyor. Ayrıca yine farklı çanta modellerimiz geliyor.
Nerelerde şubeleriniz var?
Kanyon, Mall Of İstanbul, İzmir’de Mavi Bahçe ve Ege Perla, Bursa’da ise Sur Yapı Marka AVM’deyiz. İlkbahar-Yaz sezonu ile de ilk kez Brandy’s ve Boyner’lerde O Bag koleksiyonları yer alacak. Brandy’s’in İstinye Park, Aqua Florya ve Kent Parkt şubelerinde; yazın da Çeşme ve Bodrum’da olacağız. Boyner’de ise Cevahir, Şaşkınbakkal ve Ankara Panora şubesindeyiz. Yakın bir zamanda O Bag İskenderun şubesinin de hazırlıkları içerisindeyiz.
Kadın olarak evde ve işte sorumluluğumuz büyük. Siz de hem Mezo Digital hem O Bag ile ilgileniyorsunuz. Zamanınızı nasıl planlarsınız?
Çok erken kalkıyorum, bir süre evde çalışıp 10:30 gibi ofise geçerim. Akşam eve gelip dinlenirim ve gece tekrar işlerime dönerim. Aynı zamanda Mayıs ayında Fransa’da doktora savunmam var, ona da çalışıyorum. Hafta sonu da maksimum üç kişiye danışmanlık veriyorum. Bunun yanı sıra mutlaka spora da vakit ayırıyor, kitaplarımı okuyorum.
Bakım ritüelleriniz, yapmadan yaşayamam dediğiniz alışkanlıklarınız var mı?
Ben daha çok doğal ürünler kullanıyorum. Ayda bir kere kesinlikle cilt bakımı ve iki kere de spa ve masaja gidiyorum.
Yakın zamanda ne gibi projeleriniz var?
Herkese hitap edebilecek; rahat, ulaşılabilir ve keyifli bir marka yolda… Onun hazırlıkları içerisindeyim.