Aysha olarak bu ay sizleri güney Fransa’nın ünlü kristal vadisine götürüyoruz. 1930’da kurulmuş olan Cristallerie de Montbronn’u 2016 yılında devralan Frédéric Muller, adeta uyuyan güzeli uyandırıyor ve yenilikçi ruhuyla markanın köklü geleneğini buluşturuyor. Üstelik bütün kristallerini elde üretiyorlar, tamamen yenilikçi tasarımlarını geleneksel formlara ekliyorlar.
Merve Emine Şerbetçi
Uzun süre zor günler geçiren bir markayı çok kısa sürede canlandırdınız, üstelik tamamen geleneksel üretim yöntemleri ile. Bu rekabetçi ekonomide başarıyla ayakta kalmanızın sırrı nedir?
Aslında ayakta kalmak her marka için, her sektörde zor. Ama kristal üretmenin kendine has özellikleri var. Ben Kristal Vadisi olarak adlandırılan, Güney Fransa’nın bütün büyük kristal üreticilerinin yer aldığı vadide başladım işe. Kristal Vadisi Fransa’nın en önemli üreticilerinin yer aldığı bölge çünkü cam için gerekli olan bütün hammadde yani kaliteli kum, yüksek ısı için gerekli olan odun ve su Doğu Fransa kolaylıkla bulunuyor. Sorunuza dönecek olursak, bu rekabetçi ekonomide ayakta kalmanın yolu kendine yeni pazarlar bulabilmek. Öncelikle bilinebilir ve güvenilir olmak önemli, biz hızlı tüketim ürünleri satmıyoruz, bir ailede nesilden nesle geçebilecek kalitede kristaller üretiyoruz. Dolayısıyla müşterilerimizin bizi bizzat tanıması için çaba harcıyoruz. Ayrıca ihracat yapacağımız ülkede çalışacağımız insanları dikkatle seçiyoruz, köklü ve güvenilir isimlerle çalışmak bizim için çok önemli.
En yoğun çalışmalarınızı nereler yürütüyorsunuz ve ne tür ürünler satılıyor?
Biz ürünlerimizi müşterilerimizin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda özelleştirebiliyoruz. Eğer belli bir grup ürünleri beğenmiyorsa tasarımlarda oynamalar yapabiliyoruz. Son zamanlarda Doğu, özellikle Rusya, Çin, Arap Emirlikleri ve Malezya gibi ülkelerden çokça sipariş alıyoruz. Bir de bizimle başından beri çalışan yerler var; Prestige gibi…
Avrupalı tüketici ile Doğu’lu tüketicilerin zevkleri arasında bir fark var mı?
Çin ve Rusya ülkelerinden daha geleneksel, klasikleşmiş tasarımlar beğeniliyor, Arap ülkelerinden en çok varaklı veya altın işlediğimiz ürünlere yönelik talep alıyoruz. Ama asıl fark Doğu ile Batı arasında değil, jenerasyonlar arasında. Gençler nerede olurlarsa olsunlar kullandıkları ürünlerin daha modern, daha sade ama kaliteli olmasını talep ediyor, bizim jenerasyonumuz klasiklerin peşinde… Gençler arasında en çok tutulan ürünler renkli kristallerimiz, 11 rengi canlı olarak işleyebiliyoruz cama, diğer büyük firmaların hala yapamadığı bir şey bu. En çok talep alan da kırmızı renkli ayaklı bardaklarımız…
ETİLER’İN GÖZDE MAĞAZASI; PRESTIGE
Daliah Kant’ın annesi Stella Kant ile birlikte işlettikleri Prestige, sezonun en trend yemek takımları, dünya elitlerinin evlerini süsleyen Llardo objeleri, dekorasyon ürünleri ve her yerde bulamayacağınız kalitede kristalleri ile 30 yıldır bizimle. Aynı zamanda Cristallerie de Montbronn’un Türkiye’deki tek yetkili satıcısı…
Cristallerie de Montbronn markasıyla nasıl çalışmaya başladınız?
Etiler mağazamız otuz yaşında, biz annemle 30 yıldır aynı şeyi yapıyoruz, dolayısıyla sadece Türkiye’den değil çevreden de siparişler alıyoruz ya da birlikte projeler yapıyoruz. Türkmenistan için Türkiye’de özel bir firma ile çalışırken tanıştık bir Bay Muller’le; ben bu proje için araştırma yapıyordum. Cristallerie de Montbronn markasını o zaman gördüm, beyefendi de markayı henüz satın almıştı ve aramızda bir tür sinerji oluştu, birbirimize güvendik. Bardakları çok beğendim, hem tasarımlarını hem de kristalin kalitesini ve böylece birlikte çalışmaya başladık. Cristallerie de Montbronn kristallerinin Türkiye’de tek yetkili satıcısıyız.
Mağazanızda ne gibi ürünler bulabilir?
Lüks porselen ve cam ürünler arasında dünyanın en lüks olarak bilinen markalarıyla çalışıyoruz; Giovanna Locatelli, Fink, Bernaraud, Haviland, Daum, Royal de Champagne, Roberto Cavalli, Louis Coquet, Herman Bauer gibi markalar mağazamızda bulunabilir. Hem daha modern talepleri olan gençlere hem de klasiklerden şaşmayanlara yönelik ürünler getiriyoruz.