Yüksek modanın son zamanlarda artarak devam eden muhafazakar ilgisi, geçtiğimiz yıl gerçekleşen New York Fashion Week’te sunulan Dian Pelangi defilesi ile pekiştirilmişti. Bu koleksiyona yakından bakmaya ne dersiniz?
Küreselleşme çağı olarak adlandırılan günümüz dünyasında her alanda çarpıcı değişiklikler gözleniyor. Hemen her sektörde kendini gösteren bu kavram, muhafazakâr tekstil ve moda pazarında da etkili olmaya devam ediyor. Eskiden, moda dünyası belirli markalar tarafından yönlendirilirken, şimdilerde globalleşmenin getirdiği değişimle, birçok ülke ve marka muhafazakâr moda sektöründe, kendini göstermeye başlamış durumda. Özellikle, son zamanlarda Asya ülkeleri arasından Endonezya muhafazakâr modada adından söz ettiren ülkelerin arasında yer alıyor.
Geçtiğimiz yıl, New York Moda Haftası (NYFW) çerçevesinde, tamamı tesettür tasarımlardan oluşan bir defile düzenleyerek NYFW ‘in tarihine geçen Endonezyalı Müslüman modacı Anniesa Hasibuan’dan sonra, Instagram’da tam 4.8 milyon takipçisi olan genç tasarımcı Dian Pelangi; moda haftasının ilk gününde, Chelsea’de gerçekleşen şovu ile koleksiyonunu modaseverlerin beğenisine sundu.
“Endonezya’da Çeşitlilik” adı altında yapılan şovda, altı Endonezyalı tasarımcıdan biri olan, 26 yaşındaki genç tasarımcı koleksiyonunu hazırlarken, insan çeşitliliğini ve çok kültürlülüğü belgeleyen, ABD’li fotoğraf sanatçısı Brandon Stanton’un, “Humans of New York” (New York’un İnsanları) adlı kitabından ilham aldığını belirtiyor.
Pelangi, koleksiyonun renk seçimindeki sembolizmi ise, New York şehriyle özdeşleşen, siyah – beyaz, gri ve krem gibi çoğunlukla nötr renkler kullanarak yaptığını anlatıyor. Ayrıca sarı taksileri, trafik ışıklarındaki kırmızı renkleri ve Central Park’ın yeşil doğasını, kendisine esin kaynağı olarak gördüğünü söylüyor.
GELENEKSEL Mİ MODERN Mİ?
Pelangi’nin zarif koleksiyonunu mütevazı olarak kategorilendirsek de kullandığı Endonezya kökenli batik baskılar, geometrik desenler, parlak renkli mozaik benzeri süslemeler ve zengin brokar kumaşlar, koleksiyonu gelenekselin ötesinde modern bir çizgiye taşımış.
Ayrıca defilede kullanılan çantalar; canlı renkleri, farklı formları ve dokularıyla dikkat çekiyor.
Modellerin başörtülerini bağlama stilleri ise, Anadolu’nun yöresel kadın kıyafetlerini andırıyor.
Koleksiyonun genel olarak tesettür standartları dâhilinde tasarlanması ve sunulması, defiledeki önemli bir detaylardan oldu. Modellerin başörtülerini özenli bir biçimde bağlamaları, makyaj seçiminde abartıdan uzak, doğal tonların kullanılması, muhafazakâr olarak nitelendirilen, defile için önemli bir ayrıntıydı.
Her görünümde karşılaştığımız canlı renkler, çeşitli yapıdaki dokular ve baskılar ile muhafazakâr hanımların da yaratıcı ve güzel giyinebileceğinin vurgusunu yapan Pelangi, “Biz mazlum değiliz ve dünyaya başörtüsü ile de güzel ve şık olabileceğimizi göstermek istiyoruz.” sözleriyle kendisini ifade etti.
Umuyoruz ki tesettürü bilmeyen dünya çapında isim yapmış moda devleri yerine, muhafazakârlık ya da tesettürü gerçek anlamda bilen ve bunu koleksiyonlarının odak noktası haline getiren tasarımcıların sayısı artar.