Doğum yapmadan önce bir sağlık programının yapımcığını yürütüyordum. İki sene süren programda hamilelik ve çocuk hastalıkları ile ilgili bayağı bir bilgi depolaması yapmıştım kendim için. Hamilelik, doğum, birçok çocuk hastalığı ve tedavisi hakkında bilgi sahibi olma imkanım olmuştu.
İrem Uluerciyes
Bu bilgiler doğrultusunda normal doğumun muzicesini, kesinlikle normal doğum yapmam gerektiğini ve mutlaka en az 6 ay anne sütü vermem gerektiğini kafama iyice yerleştirmiştim. Buna benzer birçok bilgiyi beynime kazıdım ve üzerine birçok kitap okudum.
Kolay ve sorunsuz bir hamilelik süreci geçirdim ama son haftalar yaklaştıkça, ne zaman sancım geleciğinin stresini yaşamaya başladım durdum. O kadar istediğim ve her gece gelmesi için dua ettiğim sancı gelmedi… 40. haftaya gelmiştim ve artık normal doğum yapamayacağım düşüncesi beni iyice strese sokmuştu. Çünkü bunu o kadar beynime kazımış ve bunu o kadar çok istemiştim ki, başka bir çocuk düşünmeyen bir anne adayı olarak nasıl olur da, bu deneyimi yaşayamazdım. Yaşayamadım…
- Haftada 4 kilo olan bebeğim, artık bulunduğu yerde sıkışmıştı ve 42. Haftanın başında mecburi sezeryan doğum yaptım.
Sezeryan doğum, normal doğumla kıyaslanamayacak bir durum. Çünkü gözünü kapayarak hamile bir şekilde ameliyathaneye giriyorsun, çıktığında bebeğin yanında. O mucizevi süreci görmen imkansız… Çok şükür ki sorunsuz bir ameliyat geçirdim ve kolay da ayağa kalktım. Bebeğimin sağlıklı olarak dünyaya gelmesi, her şeyden önemlisiydi zaten.
Sezeryan doğum sonrası, anne sütünün gelmesi zaman alabiliyor. Bu süre zarfında birkaç gün sıkıntılı bir süreç yaşanabiliyor. Ben ve bebeğimde bu sıkıntılı süreçten nasibimizi aldık. Doktorumuzun biraz mama takviyesi yapalım demesine “Hayır o anne sütü buraya gelecek” şeklinde yaklaşan inat insan ben, bebeğimi 2 buçuk gün kadar aç bırakmış oldum. Hala bunun vicdan azabını çeker dururum. Sonraki günlerde de sütüm hiç bir zaman çok fazla gelmedi. Beslenmeme fazlasıyla dikkat etmeme rağmen, sütüm bebeğimi doyurmadı. Bunun ne ile ilgili olduğunu inanın bilmiyorum. Asla mama kullanmam diyen ben sütüm yeterli olmadığı için mama takviyesiyle çocuğumu beslemek zorunda kaldım.
Zorunda kaldım diyorum çünkü bu durumdan dolayı o kadar çok üzüldüm ki kendimi “neden benim sütüm yeterli değil” diye harap ettim durdum. Saçmaladım yani.. Ama her yeni anne gibi saçmalamam da çok doğaldı. Çünkü biz “aman kızım mama verme, emzir” diyen bir toplum baskısıyla yetiştirildik. Bu da ben ve benimle aynı sorunu yaşayan annelerde, kendini yetersiz hissetmeye neden oldu.
Mamalar bu kadar da korkunç şeyler değil ey anneler! Gerçekten ben yaşadım gördüm. Bebeğim hem anne sütü, hem mama alan bir bebek oldu. Altı ay itibariyle de ek gıdayla tanıştı.
Bazı şeyleri önceden kestirmek elbette mümkün değil… Hele aslalarla yola çıkmak kadar saçma birşey yok. Olmuyorsa olmuyordur… İnanın zorlamaya gerek yok… bazı şeyleri zora koşarak huzursuz olacağımıza, hayatın bize sunduklarını keyifli hale getirmek en güzeli…. Bebeklerinizle güzel vakit geçirmeye bakın, zaman su gibi…