Müziğiyle kendi coğrafyasının sınırlarını aşan Ürdünlü grup El Morabba3, 2009 yılında kendi müzikal anlayışlarını sosyal şarkı sözleri ile harmanlamak üzere bir araya geldi. Öfkeli, bütünsel ve keskin olarak tanımlanan yeni rock / post-rock, elektronik sound’u gruba büyük bir başarı sağladı. Grup çalışmalarıyla kültürel engelleri kırdı ve yeni bir sound yaratarak istikrarsız ve huzursuz bir bölgede yaşayan insanların bugün yaşadığı gerçeklere yönelik düşüncelerini, kaygılarını ifade etti.
Ürdünlü sanatçılardan oluşan El Morabba3 siyaset, din, yolsuzluk ve adaletsizlik gibi konuları temel alan şarkılarıyla sınırlamalara karşı mücadele veriyor. Müziği ile sınırları aşan El Morabba3 grubu 5 – 6 Ekim’de Türkiye’de ilk kez Salon IKSV’de sahne alacak.
El Morabba3 ne zaman bir araya geldi? Grubu bize tanıtır mısınız?
2009 yılında müzisyenlerden oluşan bir kolektif kurma fikri ile yola çıktık. Ben, Muhammad Abdullah, grup lideriyim. Şarkı sözlerini yazıyorum, seslendiriyorum ve bas çalıyorum. Elektrogitarda Eyad Hamam, davul ve perküsyonlarda Zeid Mseis, keybord, synths ve trompette de Basel Naouri var. 2012 yılında Ürdünlü profesyonel müzisyenlerle çalıştığımız ve grubumuzla aynı ismi taşıyan ilk albümümüzü yayınladık.
2016 yılına yaklaşırken ikinci albümümüz “Taraf Al Khait”i çıkardık.
Arap rock’ müziği bizim pek de alışkın olmadığımız bir tarz. Yaptığınız müziği siz nasıl anlatırsınız?
Biraz hayalci, kimi zaman enerjik kimi zaman sert ve gürültülü bir sound’umuz var. Biraz karmaşık ve ilginç gelebilir ama tüm dünyadaki alternatif müzik sahnelerinde oldukça geniş bir kitle tarafından takip ediliyor ve beğeniliyor. Bu türü takip eden daha geniş bir kesim oluşmaya başladı ve giderek de büyüyor. Müziğimizin hiçbir sınırı, kısıtlaması yok. Hem bölgesel hem de uluslararası alanda iyi bir etki yarattığımızı düşünüyoruz.
Yaptığınız müzik kendi coğrafyanızda ve dünyada nasıl bir yerde duruyor?
Indie müzik Arap dünyasında son 10 yılda çok gelişti. Ama yine de sadece müzik yaparak hayatımızı sürdürebildiğimizi söyleyemeyiz. Özellikle daha da gelişmesi ve yayılması gereken bağımsız tarzlar söz konusu olduğunda… Bu gerçeği belli bir sorumluluk duygusuyla kabul etmek bizim müzikal yaklaşımımızın bir parçası aslında. Belki de müziğimizi bu yapan da bu duygu ve farkındalıktır. Müziğin gerçek olmasını arzuluyorsak gerçeği yansıtmasına da izin vermeliyiz.
Dinleyici tarafından nasıl algılanıyor?
Sanırım biz en çok huzursuz bir coğrafyada yaşayan ve onların duygularına tercüman olan yeni bir sound’a iştah duyan bir jenerasyona hitap ediyoruz. Avrupa ve Kuzey Afrika’da da geniş bir dinleyici kitlesine ulaştığımızı memnuniyetle ifade edebiliriz. Avrupa’ya yaptığımız son turne de bunda etkili oldu. Dijital dünyanın gelişmesi de müziğimizi ulaştırmak ve sınırları aşmak konusunda çok avantajlı ve yardımcı oldu. Dünyanın her yerinden takipçilerimiz olduğunu söyleyebiliriz.
GELECEK KUŞAKLARA UMUT AŞILAMAK İSTİYORUZ
Grubunuzun, müziğinizin amacı nedir?
Bu istikrarsız ve çalkantılı bölgede mümkün olduğunca uzun süre ayakta kalabilmek ve daha fazla müzik üreterek gelecek kuşaklara umut verebilmek. Gelecekte daha geniş kitlelere erişebilmeyi de umuyor ve hedefliyoruz.
MÜZİK EVRENSEL BİR DİL
Peki, şarkılarınızı Arapça seslendirmeniz uluslararası müzik çevrelerinde sizin için dezavantaj oluyor mu ya da zorluk yaratıyor mu?
Çok değil… Arapça bugünlerde oldukça popüler… Bu iyi mi kötü mü tartışılabilir. Ama bizim yapabileceğimiz en iyi şey belli basmakalıp düşünceleri kırmak. Tüm uluslardan giderek büyüyen bir takipçi kitlemiz var, bizi sadece Araplar takip etmiyor. Müzik evrenseldir ve gerçek müzik dünyanın her yerinde aynı şekilde duyulur ve hissedilir.
Yeni kuşaktan kimleri dinliyorsunuz?
Lübnanlı Yasmine Hamdan, Mısırlı Tamer Abu Ghazaleh ve Mariam Saleh, Kuveytli Yousef Yasine ve Tunuslu Emel Methlouthi ilk aklımıza gelenler…
İstanbul’daki ilk konseriniz olacak. Konser öncesinde nasıl hissediyorsunuz?
Sonunda İstanbul’a geleceğimiz için çok heyecanlıyız. Türkiye’deki hayranlarımızdan ne zaman geleceğimize dair mesajlar alıyorduk. Arka arkaya iki gece sahne alacağız. Dinleyicilerimizle buluşacağımız ve bizi tanımayanlara müziğimizi ulaştıracağımız için konseri sabırsızlıkla bekliyoruz.
Yakın zamanda yeni projeler, performanslar var mı?
Kasım ayında Kuveyt’te bir konserimiz olacak ve ardından Amman’da bir dizi konser olacak. Gelecek yıl Avrupa’ya ikinci turnemizi düzenlemeyi düşünüyoruz. Avrupa’da mümkün olduğunca çok ülkede yeni dinleyicilere ulaşmayı ve dünya turnemiz için bir alt yapı oluşturmayı istiyoruz.