Kahvenin yeri bizde apayrı… Peki, Osmanlı Sarayında kahve kültürü nasıldı? İşte cevabı…
15. Yüzyılda Yemen’den Osmanlı topraklarına ulaşan Kahve, kısa sürede yaygınlaşmış, itibarlı bir içecek olarak sarayda yerini almış ve sosyal hayatın gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
Kahve kültürü Osmanlı döneminde ilk olarak saraylarda içilmiştir. Saraydaki konuklara tatlı ve şerbetlerin yanında kahve ikram edilirdi. Kahve zaman geçtikçe o kadar önemli bir konuma geldi ki padişahın içeceği kahvenin suyu özel olarak Gümüşsuyu’ndan getiriliyordu. Kahve sunumu sarayda özel törenlerle yapılırdı. Yani, Türk kahvesi sadece lezzeti ile değil aynı zamanda sunumuyla da özel bir yere sahipti.
Kahve zamanla o kadar ün kazanmıştı ki artık kahve hazırlama ve sunumunda görev yapan kişiler oluşmuştu. Bu kişilere ‘’kahvecibaşı’’ denmekteydi. Bu kişiler daha çok sadık ve sır tutmasını bilen kişiler arasından seçilirdi. Sarayda kahve önemli bir ikram geleneği olarak kullanılıyordu. Zamanla kahve ikramı belirli kurallar çerçevesinde yapılmaya başlamıştı.
Kahve bir süre sonra imparatorluktaki bazı kesimler tarafından dine uygun olmayan, uyuşturucu bir madde şeklinde değerlendirilmiştir. Fakat bu tartışmayı kahvehaneler kazanmıştır. Halk arasında kullanılıp kullanılmaması tartışması sürerken sarayda kahve içilmesine devam edilmiştir.
Kahve içiminde kullanılan malzeme kişilerin gelir durumuna göre değişmekteydi Halk topraktan yapılmış fincanları tercih ederken saray ve vezirlerin konaklarında altın ve çini kahve zarfları kullanılmıştır.