Sonbaharın rüzgarlı günlerinde, gelin yelkenimizi saygı rüzgarı ile dolduralım ve Osmanlı’da edebiyat ve sanat alanına damgasını vurmuş bazı kadınların dünyasına açılalım. İşte Osmanlı’nın İz Bırakan Kadınları…
ŞAİR MİHRİ HATUN (1460-1506)
Şehzade II. Beyazıd döneminde Amasya’da yaşamış Mihri Hatun, Divan edebiyatının ilk kadın şairiydi. Evliya Çelebi’den Aşık Çelebi’ye kadar çok sayıda kişi eserlerinde ondan bahsetti.
II. Beyazıd’ın Amasya’da valilik yaptığı dönemde şehzadenin edebiyata ve sanata verdiği önem sayesinde kendini geliştirip tanıtacak bir çevre buldu. Sarayda kurulan bilim ve ilim meclislerine katıldı.
Kaside ve gazelleri ile meşhurdu. Divan’ı 1967’de Sovyetler Birliği zamanında Moskova’da basıldı.
‘Ben umardım ki sen yar-ı vefakar olasın
Kim bilirdi ki seni böyle cefakar olasın
Beddua etmezem amma ki Huda’dan dilerim
Bir senin gibi cefakara hevadar olasın’
BESTEKAR LEYLA SAZ (1850-1936)
Babası Girit valisi Hekim İsmail Paşa olduğundan çocukluğu sarayda I.Abdülmecid’in kızı Münire Hanım’a arkadaşlık yaparak geçti ve sarayda Fransızca, Antik Yunanca ve din eğitimi dersleri aldı.
1895’den sonra kendini müzik ve şiire adadı. Piyano dersleri alıp evinde sanat ve bilim çevrelerini topladı. Farklı makamlarda 200’den fazla şarkı besteledi. Eserlerini Osmanlı Klasik Müziğinin tekniğine sadık kalarak yaptı.
Süleyman Nazif, Recaizade Mahmud Ekrem Bey, Yaşar Sadi, Nabizade Nazım, Samih Rıfat, Arif Hikmet Bey ve Şair Nigar Hanım’ın şiirlerine beste yaptığı gibi kendi şiirlerini de kullandı.
Anılarını yazdığı eserinde Osmanlı sarayının hikayelerini ve iç yaşamını anlattı. Bu eseri İngilizce ve diğer lisanlara çevrildi. ‘Mani oluyor halimi takrire hicabım’ bugün en çok tanınan eserlerindendir ve Müzeyyen Senar’dan Zeki Müren’e kadar birçok sanatçımız seslendirmiştir.
YAZAR FATMA ALİYE HANIM (1862-1936)
Tarihçi Ahmed Cevdet Paşa’nın kızı olan Fatma Aliye Hanım, 12 yaşında çeviriler yaptı ve edebiyatımızda bir kitabı Türkçeye çevirip yayınlayan ve hakkında uzun inceleme yazısı olan monografi yazılan ilk kadın yazarımızdı.
1889’da Georges Ohnet’in Volonte romanını ”Meram” adıyla tercüme etti. Kitapta adı ‘Bir Hanım’ olarak basıldı. Tercüman-ı Hakikat gazetesinde çalışan ünlü edebiyatçı Ahmet Mithat Efendi bu çeviriden çok etkilendiğinden onu manevi kızı saydı.
Ardından onunla ortak ‘Hayal ve Hakikat’ adlı bir kitap yazdı ve mektupları karşılıklı olarak gazetede yayınlandı. 1892’de yazdığı ‘Muhazarat’ bir kadın tarafından Osmanlı’da yazılan ilk romandı.
İslam’da kadının yerini ve gelenekleri anlattığı ünlü eseri Nisvan-ı İslam (İslam Kadınları) Fransızcaya çevrilince hakkında Fransız bir gazetede yazı yazıldı. Çalışmaları 1893’de Chicago’da kütüphanesinde sergilendi.
MODACI REBİA TEVFİK HANIM (1887-1963)
Moda tasarımlarıyla Almanya’da birincilik alan Rebia Tevfik Hanım hayatının çoğunu yurt dışında geçirmiş bir Osmanlı hanımıydı. İsviçre’den Almanya’ya, Fransa’dan Amerika’ya kadar farklı ülkelerde yaşadı.
Ailesinin Sultan I.Ahmet’in okçubaşısı Emin Efendi’ye kadar dayandığı, dedesi Ali Rıza Bey’in Rumeli Defterdarı, babası Tevfik Bey’in ise bugünün Bayındırlık Bakanlığı olan Nafia Nezareti Muhasebe Müdürü olduğu biliniyor.
Darül-Muallimat’ı (kız öğretmen okulu) birincilikle bitiren Rebia Tevfik Hanım evde Fransızca dersleri aldı. 1905’de evlendiği eşinden 6 yıl içinde iki kez boşandı.
İsviçre sefaret katibinden gelen evlilik teklifini kabul edip yola çıkmıştı çıkmasına ama beyefendi fikrini değiştirmişti. İsviçre’den Berlin’e geçip 10 yıl yaşadığı Almanya’da hem dikişle hayata tutundu hem de lisan öğrendi.
Saadi terzihanesini açtı. Tasarımları birincilik alınca Paris’e yerleşti. Başarıları moda alanınıyla kısıtlı kalmadı. Sorbonne Üniversitesi’nde okurken 50 yaşındaydı.
II.Dünya Savaşından sonra Paris’te gazetecilik yaptı. 1927’de Berlin’de Türk Çocuklarını Koruma Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanıydı. Büyük Erzincan depreminde Paris’te Türkiye’ye Yardım Cemiyeti’ni kurdu ve Fransız Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanından yardım aldı.
60 yaşında İngilizce öğrendi. Amerikalılar onu Kore savaşı yetimleri için çalışmalar yapmaya davet etti. ‘’Paris Cehenneminden Nasıl Kurtuldum’’ ve ‘’Avrupa’da 20 senem nasıl geçti?’’ adlı eserler yazdı.
Şüphesiz ki, bu Osmanlı hanımları yazımıza sığdırabildiklerimizden sadece bazılarıdır…