İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Özlem Üregül 3 yıl İngiltere’de kaldıktan sonra tekstil sektöründe çalışmaya başlamış. İstanbul’da Beymen ve Modagram markalarında deneyim kazandıktan sonra kendi markasını kurmaya karar vermiş. 8 yıldır iş hayatında olan Üregül, mağaza asistanlığından ürün yönetimine tekstil sektörünün farklı alanlarında çalmış. Yani moda ile hep içiçe olmuş.
Sofi and Sofi’nin kuruluş hikayesi nedir?
Sofi&Sofi bir felsefeden yola çıkarak oluştu. Marka olarak “Body Positive” yani “Beden Olumlama” hareketini benimsedik. Tasarımlarımızla bu bilinci insanlara yansıtmak amacım. Beden olumlama hareketi “normal” kabul edilenin neden “normal” olduğunu sorgulayan, her türlü bedenin aslında normal olduğunu vurgulayan, kendini olduğun halinle sevdirecek bir felsefe. Bunun için marka olarak giysilerimizin kumaşlarını, renklerini, modellerini özenle seçtik. Tasarımlarımızla kendine güvenen, bedenini ve kendini daha çok sevdiren, insanı olduğu gibi rahat hissettiren tasarımlar yapmak amacımız.
Sofi and Sofi markasıyla hedefledikleriniz nelerdir?
Bir marka olarak benimsediğim felsefeyi daha çok insanla tanıştırmak istiyorum. Sofi kızı vücuduyla barışık, cesur, seçici giyinmeyi seven bir karakter. Son koleksiyonumuzla 34-56 beden aralığına hitap ediyoruz. Kuruluş felsefemiz olan modanın tüm bedenler için var olduğu ilkemizi son koleksiyonumuzla hayata geçirmiş olduk. Markamızda beden ayırt edilmiyor.
Büyük beden şıklık kavramı son yıllarda daha çok duyduğumuz bir kavram oldu. Neden büyük bedene yönelik bu şık tasarımlar için bu kadar geç kalındı?
Bence nedeni büyük bedeni hep farklı görmemizden, ötekileştirmemizden kaynaklanıyor. Halbuki aynı modeller büyük bedende de gayet şık durabiliyor. Bizim amacımız da bu ötekileştiren algıyı yıkmak.
Siz Türkiye’deki büyük bedene yönelik çalışmaları nasıl buluyorsunuz?
Genel olarak dünyada beden olumlama hareketinin katkısıyla bu alanda gelişmeler oldu. Victoria Secret’ın defilelerine olan tepkilerden tut, bir çok modacının defilelerinde artık büyük beden modeller yer almakta. Christian Siriano olmak üzere Dolce & Gabbana başta gelen tasarımcılar. Türkiye’de ise Raşit Bağzıbağlı’nın defilelerinde bu çeşitliliği göremeye başladık.
Ürünleri alıcı ile buluştururken dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir?
Kumaş kalitemize çok önem veriyoruz. Doğal liflerden oluşan teni asla rahatsız etmeyen, uzun yıllar giyebileceğiniz kalitede, zamansız tasarımlarla buluşturmak.
2019’da kıyafetlerde hangi, renk, desen, kumaş trend olacak?
2019’ yazında toprak renkleri ve nude farklı olarak güneş sarısı ve mercan renkleri ön planda. Egzotik çiçek desenli modeller, kargo tulumlar göreceğiz.
İŞ KURMAK İSTEYEN KADINLAR GEÇ KALMAMALI
Ülkemizdeki girişimci, yönetici… kadınların sayısı giderek artmakta. Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?
Harika. Kosgeb’in kadın girişimcilere vermiş olduğu destekten yararlanarak başladım bu işe. Başlamak işin en zor kısmı çünkü. Aldığım bu destek ile ilk adımlarımı korkusuzca atabildim açıkçası. Genç girişimcilere, kadın girişimcilere, yeni girişimcilere yönelik birçok destek bulunmakta. İş kurmak isteyenler geç kalmamalı.
Biz şirketimiz olarak tekstile gönül vermiş kadınlarla çalışıyoruz. İlk koleksiyonumuzda Giresun’un Şebinkarahisar köyünde kadınların el emeği ile ürettiği kumaşlara yer verdik örneğin. Tamzara dokuması ile tanınan köyün kadınlarına istihdam sağlayan dokumacılığın 200 yıllık tarihi bir mirası var.
