Ruks Event markasının kurucusu Rukiye Demirkan ile markayı kurma hikayesini, projelerini ve 2019 düğün organizasyon trendlerini konuştuk…
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklam ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra İstanbul’a taşınarak burada ülkenin en büyükleri arasında yer alan bir ulusal ajansta çalışmaya başlayan Rukiye Demirkan; iş deneyimini geliştirdikten sonra bu kez küresel bir ajansa geçip senior danışmanlık görevini üstlenmiş. Ardından da önemli bir şirketin kurumsal iletişim bölümünde etkin bir pozisyona geçmiş fakat istediğinin bu olmadığına karar verince 2015 senesinde Ruks Event’i kurmaya karar vermiş.
Ne kadar süredir iş hayatının içerisindesiniz? Ruks Event’in kuruluş hikayesi nedir?
Profesyonel olarak ise 14 yıldır çalışıyorum diyebiliriz. Çok önemli yerlerde, büyük kurumsal firmalarda çalışmıştım. Dünyanın en büyük markalarının en havalı etkinliklerini iletişim planlarını hazırlıyorduk ve hayata geçiriyorduk. Ama dışarıdan görüldüğü gibi olmayan stresli bir hayat mevcuttu. CV’imin kalitesi artarken yaşam kalitem gitgide azalıyordu. Bütün bunlardan biraz fazla bunalmıştım, o yüzden her şeyi bırakıp tüm birikimimle ABD’ye gittim. Varlıklı bir aileden gelmiyorum, hayatta ne kazandıysam hepsi kendi emeğimle elde ettiğim şeyler. Gerçekten biriktirdiğim tüm paramla gittim Amerika’ya. Fakat bir süre sonra Türkiye’yi çok özlediğim için geri döndüm ayrıca param da bitmeye başlamıştı. Çok iyi firmalarla iş görüşmesi yaptım ama içime sinmeyen bir şeyler vardı; o cam binalara geri dönmeyi asla istemiyordum. Bazı görüşmeler sonrasında ağlayarak ablamı arıyordum. Ben bu düzene, bu cam binalara geri dönmek istemiyorum diye. Bir sabah uyandığımda kafamda ancak kendi kurduğum işi yaparsam mutlu olabileceğim düşüncesiyle uyandım ve harekete geçtim.
Ruks Event’in hedef kitlesini kimler oluşturuyor? Kimler kapınızı daha çok çalıyor?
Biz hem kişilere hem de kurumlara hizmet veriyoruz. Şirket etkinlikleri için çok sayıda kurumsal firmayla çalışıyoruz. Fakat bu günlerde kapımızı en çok evlenecek olan çiftler çalıyor. Son bir yılda yaptığımız düğünler nedeniyle bu alanda ismimiz fazlasıyla duyulmaya başlandı.
İnsanların en mutlu günlerini organize etmek çok büyük bir sorumluluk değil mi?
Evet çok büyük bir sorumluluk ama aynı zamanda da çok büyük bir mutluluk. Damadın gelini gördüğü an, birbirlerine aşka baktıkları o ölümsüz an… Misafirlerden aldığınız takdir ve tebrik… Sonuçta bir hayal kuruluyor ve sonra onu gerçeğe dönüştürüyoruz. Açıkçası bu sorumluluğu almaya değiyor.
Organizasyonlarda özellikle dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir?
Ruks Event olarak bizim en önemli farkımız, gelinle damadı bir marka olarak odağa yerleştirip bütün projeyi onların etrafında geliştirmek. Davetiyelerin hazırlanmasından save the date’lere, çifte özel web sitesinin hazırlanmasından otel seçimine, misafirlerin katılım durumlarının takibinden konaklayabilecekleri mekanlara ve oradan düğün alanına en konforlu şekilde ulaştırılmalarına kadar her ayrıntıyı çalışıyoruz. Etkinliğin saniye saniye akışını hazırlarız; ses, müzik, ışık, kısacası her şey düğün öncesi netleşmiştir ve bir saat gibi tıkır tıkır çalışması kesinleştirilmiştir. Düğün bitince bizim işimiz bitmiş olmaz! Videoların, fotoğrafların en iyi şekilde ve eksiksiz olarak çifte ulaşması gibi birçok unsurun takibi ve teslimatı da bizim görev alanımıza girer.
2019’da düğün, nişan ya da önemli kutlamalarda trendler nelerdir?
Bizim gördüğümüz kadarıyla özellikle tasarımlarda sadeleşmeler başlıyor. Artık kimse masanın ortasında insanların birbiri ile konuşmasını engelleyen çiçek tasarımları isteNmemeye başlıyor yavaş yavaş. Fakat bu tasarım trendleri dışında bizim gördüğümüz en güçlü trend destinasyon düğünleri. Destinasyon düğünü nedir derseniz eğer; şu şekilde açıklayabilirim;
Aslında dünya çapında trend haline gelmiş olan destinasyon düğünü kavramı, çiftlerin yaşadıkları yerden uzakta, tamamen kendi arzularına göre belirledikleri etkinlik-yemek-müzik tercihleriyle ve sadece seçtikleri kişileri davet ederek düğün yapmayı tanımlıyor. Genç çiftler destinasyon düğünleri sayesinde, sadece samimi arkadaşlarından oluşan bir davetli topluluğu eşliğinde ve en önemlisi başkalarını değil kendilerini mutlu ederek evlenebiliyorlar. Gelin istediği gelinliği, damat istediği damatlığı giyiyor ya da casual giyinmeyi tercih ediyor… Kısacası bütün etkinlik odak noktasında çiftin bulunduğu, büyük ve samimi bir kutlama, bir parti havasında yaşanıyor.
Kadınlara Pozitif Ayrımcılık Yapıyoruz
Ülkemizdeki girişimci, yönetici… kadınların sayısı giderek artmakta. Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?
Tabii ki kadınlar adına çok sevindirici. Ekonomik bağımsızlığını eline alan kadınlar, kendileri de girişimlerde bulunarak toplum içindeki yerlerini daha da sağlamlaştırıp belirgin hale getiriyorlar. Son yıllarda sadece ülkemizde değil dünyada kadın erkek eşitliği, maaşlarda eşitlik gibi konular ön planda. Bu tarz kadın yönetici ve girişimcilerin artması başka kadınlara haklarını arama ve savunma konusunda da ilham kaynağı oluyor. Bu konuda bazı politikalar yeni yeni oluşturuluyor. Devamının gelmesini temenni ediyorum. Bizim tüm ekibimiz kadın şu an için ve tedarikçilerimizi de ağırlıklı olarak kadınlardan seçmeye çalışıyoruz. Çiçekçimiz, fotoğrafçımız hepsi ağırlıklı kadın. Özellikle ev ekonomisine katkı sağlamak için evden el işi işler yapan kadınlara destek olmaya çalışıyoruz ve düğünler için alacağımız bazı küçük detayları kendilerinden tedarik ediyoruz. Fakat bu demek değil ki erkek firma sahibi, çiçekçiler ya da fotoğrafçılarla çalışmıyoruz. İşini iyi yapan ve emek veren herkese kapımız açık. Ama kadınlara pozitif ayrımcılık yaptığımız doğru.