Şansına ve uğuruna inandığımız sembolleri sanatla bir araya getiren ve objeleştiren YEK Koleksiyonu, çizgisi ve kendine has yorumuyla öne çıkıyor. Markanın kurucusu Müge Çevik;
“Yıllardır, mutluluk benim işim diyorum, şimdide de iyi dileklerin somut ifadeleri olan bir marka ile güzelliği çoğaltmaya ve yaymaya çalışıyorum” diyor.
YEK’in hikayesi nasıl başladı?
Dediğim gibi uzun zamandır koçluk yapıyorum ve mutluluk ile ilgileniyor hem öğreniyor hem de öğrendikçe paylaşmaya çalışıyorum. Mutluluk benim işim diyecek kadar o konuyu çalışmaya, düşünmeye ve çoğaltmaya odaklıyım.
İnsanın işi insanla, insanı anlamak ile ilgili olunca hep bir derinlik arayışında, hep semboller ve görünenin ardındakinin peşinde oluyor. Ben de maddenin gerisindeki mana ile çok ilgiliyim. Hediyelerimi de hep böyle seçmeye, hediyenin mutluluk ve derinlik getirmesine özen gösteririm. YEK Koleksiyonu da güzel günlerimizi ölümsüz kılmak; en içten dileklerimizi sevdiklerimize sunmak için kendi hediye arayışımdan ortaya çıktı. Yani bir nevi ihtiyaçtan. “İçinde sanat barındıran, herkesin evinde, ofisinde, yaşam alanlarında olmasını arzu edeceği farklı nazar boncuğu tarzını nasıl yaratabilirim?” diye sordum kendime. Tam bu noktada sembollerin sırlarına oldukça hakim, ressam Recep Çiftci’den destek aldım; YEK için yaratıcı tasarımlar yapmasını istedim. Ve böylece sanatla buluşan nazar boncukları ortaya çıktı.
Neden Yek?
İnsanın kendini özel hissetme ihtiyacının zirveye ulaştığı günümüzde, herkesin en az kendimizi düşündüğümüz kadar biricik ve özel olduğunu hep hatırlayalım diye adını yek koyduk. Hiç kimsenin bir farkı olmadığını ama herkesin biricik olduğunu vurgulamak bir anlamda.
Hemen her toplumda karşılık bulan, camla özdeşleşmiş bu mistik sembolü daha evrensel, yaştan, dilden, inançtan, modadan bağımsız, sadece iyilik ve güzellikte birleştirici bir üst manada, evrense değerlerde birleştirelim diye adını YEK koyduk. Yek, bir, tek, yegane demek. Birin ve bir olmanın tüm kapsayıcılığını, birleştiriciliğini taşısın diye ve YEK’ten dağılan güzel enerji ulaştığı tüm kalplerde bir olsun istedik.
YEK’te bizler neler bulabiliriz?
Şansına ve uğuruna inandığımız sembolleri sanatla bir araya getiren ve objeleştiren YEK Koleksiyonu Şans serisinde cam nazarlıklar, fularlar ve suluboya tablolar yer alıyor.
YEK’in en temel sembolü Recep’in tescilli tasarımı göz motifi. Ancak tabii o her seride farklı semboller ile kol kola girdi. 4 yapraklı yonca, nal, nar, anahtar, balık, sufi semboleri feng shui görselleri, Anadolu motifleri şimdiye YEK’in kapsadıkları.
MEKANLARIMA FATMA ANA’NIN ELİ DEĞSİN SEVERİM”
“Nazar boncuğu bizim kültürümüzün olmazsa olmazlarından. Neden nazar boncuğu?
Çünkü ben çok seviyorum nazar boncuklarını. Hediye alırken işe yarasın ve mutlaka bir anlamı olsun isterim hep. Nazar boncuğu sevgimden doğan markam YEK’te hem evrensel hem de kültürümüzden pek çok sembolü buluştururduk.
İnanmak ve güvende hissetmek insanın önemli iki temel ihtiyacı. Bizim için olumlu duyguları temsil eden, bizi koruduğuna inandığımız objeleri biriktirmeyi, saklamayı, o objelere sahip olmayı severiz. Nazar boncuğunun da gücüne, bizi koruduğuna inanırız ve inandığımız her şey gerçek olur. En temelde iyi dilekler, olumlu temenniler, güven duygusu çoğalsın diye nazar boncuğu.
YEK Koleksiyonu şans serisinde pek çok sembol kullanıldı fakat; benim bunlar içinde en sevdiğim ise Fatma’nın eli veya hamse olarak bilinen sembolü barındıran nazar boncuğu ve suluboyalar oldu. Anneannem her işe başlarken “ El benim elim değil, Fatma Anamızın eli” diye başlar. Bu şekilde yapılan yemeğin lezzetine, bu niyet ile başlanan işin bereketine inanırım. Bu yüzden de mekanlarıma Fatma Ana’nın eli değsin severim.
YEK’e kendi instagram sayfası dışında hangi satış kanallarından ulaşabiliriz?
Yek Koleksiyonu diye aradığında kendi instagram sayfamız ve web sayfamız üzerinden, tasarım ürünler satan mağazalardan, Trendyol, N11, Hepsiburada, Çiçeksepeti web sitelerinden; Miamano ve Zet online mağazalardan, Akmerkez Mutlu Mikrop, Design Market Nişantaşı, Karaköy ve Akasya mağazalarından ulaşabilirsiniz.
Suluboya çalışmaları size mi ait? Kişiye özel çalışmalar yapıyor musunuz?
Aaaah keşke. Maalesef kendime sanatsal anlamda kabiliyetli diyemem. Hayal edebilirim ama kağıda kaleme dökemem. Bu noktada ressam Recep Çiftçi’den destek aldık. YEK Koleksiyonu’nda yer alan diğer tüm tasarımlar gibi suluboya tablolarımızın hepsi kendisine ait.
Recep’te sembollere ve kadim bilgilere çok meraklı ve bu konularda bilgili olduğundan aynı hayalleri kurabilmek çok kolay oldu.
Biraz eşarplardan bahsedelim… Kumaş türleri, desenler…
Çok güzel… Çünkü burada size YEK’te en son hayata geçirdiğimiz seriyi anlatmak isterim. Recep’in Şubat ayındaki ‘Evrenin Sureti’ sergisinden birkaç tabloyu YEK motifleri ile birleştirerek fularlara dönüştürdük. Sanatı ve şansı üstünde taşımak isteyenlerin modası olsun dedik. Desenler yine Yek ile özdeşleşen şans sembollerinden oluşuyor.
Saten ve ipeklere bastık. Farklı yaş ve stillere hitap edebilsin diye farklı boylarda ürettik. Biz YEK’te hep kendimizi baz alıyoruz. Yani şehirli, pratik, yeniliğe açık, zamanı kıymetli, kendi özgün tarzını yansıtmayı seven, sembollerin sırlarına meraklı, derin suları seven, estetik arayışındaki gözleri hedefliyoruz.
Hem sanat, hem edebiyat hem kültürümüzün bir çok yansıması var YEK’te. Bu aynı zamanda sizin yansımanız mı?
İlk kitabımı yazdığımda, bunun kendimi çok çıplak bir şekilde ortaya koymak demek olduğunu bilmiyordum. Yaratım ile yaratıcı bağlantısını zaman içinde kavradım ve buna rağmen içsel olarak özgürleşmeye çalıştım. Şimdi YEK’te ise, gerçekten beni, inandığım tüm değerleri, sevdiğim tüm sanatsal, kadim, kültürel, ezoterik derinliği ve zenginliği yansıtsın istedim. Hatta YEK beni de bu anlamda geliştirsin istiyorum, geliştiriyor da. Çünkü koleksiyonları oluştururken ben de pek çok şey öğreniyorum. YEK’in oluşumunda fikir aşamasında katkım çok olsa da, YEK yaşama ve insana aynı pencereden bakan çalışkan ve yaşamla barışık bir ekibin ortak çıktısı ve dolayısıyla ortak yansıması.
YEK’te yenilkler olacak mı yeni yılda? Hedefler, planlar…
YEK’te yenilik hiç bitmez, çünkü ben kendini tekrar eden işleri hiç sevmiyorum… 2021 yılı içinde sürpriz gelişmeler olabilir. Hedeflerimiz arasında yurtdışı en taze gündemimiz. Yurtdışından talepler var. Özellikle yurtdışı ile iş yapan, kültürümüzün otantizmi ile evrensel değerleri ve tasarımı bir araya getiren pek çok marka olmadığı için yurtdışında aranan marka olma yolunda hızla ilerliyoruz. Bunun pek yakında ihracat fırsatları doğuracağını biliyoruz. Şu an için Hollanda’da varız. Yakında pek çok ülkenin ve büyük montanların ekleneceğini biliyoruz. Hatta yakında Duty Free’lerde olmayı hedefliyoruz.