Sarı Kantaron ve Depresyon İlişkisi

Sarı kantaronun ruh halini olumlu yönde etkilediğine ve özellikle depresyon tedavisine katkı sağlayabildiğine ilişkin özellikle son zamanlarda yaygınlaşmakta olan bir kanı var. Bu yazımda bu konuya ışık tutmak istedim. Sarı kantaronun sahip olduğu hiperisin ve hiperforin gibi bitki bileşiklerinin, mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin başta olmak üzere bazı beyin kimyasallarının seviyelerini artırabileceği bilinmektedir. Depresyon hastalarında genellikle seratonin ve diğer nörotransmiterlerin miktarında bir azalma söz konusu olduğundan sarı kantarondan bu anlamda faydalanılabilmektedir. Nitekim bazı araştırmalar, sarı kantaronun hafif ve orta şiddetteki depresyonun hafifletilmesinde plasebodan daha etkili olabileceğini öne sürmektedir. Ancak her zaman savunduğumuz gibi “hastalık yoktur, hasta vardır” yaklaşımından hareketle; sarı kantaron da dahil olmak üzere şifa amaçlı kullanılan tüm bitki ve içeriklerin mutlaka doktor gözetiminde ve tavsiyesi doğrultusunda kullanılması gerektiğini bir kez daha belirtmeliyiz.

Siz veya tanıdığınız biri depresyondaysa, yaşadığınız semptomları hafifletmek ve gidermek için farklı seçenekler denemek isteyebilirsiniz. Bu durumda sarı kantaron seçeneklerden birisi olabilir. Ancak bu seçeneği uygulamaya koymadan önce mutlaka doktorunuza danışmalı, kendi kendinize denemekten ziyade size uygun olup olmadığını uzmanından öğrenmelisiniz.

Özellikle serotonini artırabilen antidepresanların aksine daha az yan etkisi olması da sarı kantaronu tercih sebebi kılan unsurların başında gelmektedir. Ancak bilinmelidir ki sarı kantaronun da bir takım yan etkileri söz konusudur. Kısa süreliğine oral sarı kantaron  takviyesi alan kişilerin en çok bildirdiği yan etkiler şunlardır: Hafif mide rahatsızlığı, ishal, ağız kuruluğu, baş ağrısı, yorgunluk, baş dönmesi, kaygı, huzursuzluk, karıncalanma hissi, alerjik cilt reaksiyonları, cinsel fonksiyon bozuklukları, karaciğer hasarı, psikoz (nadir).

Sarı kantarondan  elde edilen yağ ayrıca topikal olarak yara ve yanık iyileşmesi, egzama ve hemoroit gibi diğer cilt rahatsızlıkları için de  kullanılmaktadır. Topikal olarak kullanıldığı zaman, deri döküntülerine neden olabilir, cildinizin ve gözlerinizin güneş ışığına karşı hassasiyetini artırabilir. Lupus gibi bir durumunuz varsa veya ışığa duyarlılığa neden olabilecek ilaçları alıyorsanız (örneğin akne ilaçları gibi) doktorunuzun bu durumu özel olarak değerlendirmesi gerekir.

Sarı kantaron, karaciğer tarafından  parçalandığından sık kullanılan ilaçlarla ciddi etkileşimlere neden olabilir. Bitki, ilaçla farklı şekillerde etkileşime girebilir. Diğer ilaçların etkisini arttırırken bazı ilaçları daha az etkili hale getirebilir. Etkileşime girebilecek ilaç türleri şunlardır: Antibiyotikler, antidepresanlar, oral kontraseptifler, immünosupresanlar, kan sulandırıcıları, anksiyete tedavisinde kullanılan sakinleştiriciler ve ilaçlar, kanser, kalp hastalıklarını ve HIV / AIDS’i tedavi etmek için kullanılan ilaçlar, reçetesiz satılan ilaçlar (uyku, öksürük ve soğuk algınlığı için). Eğer sarı kantaron takviyesi  kullanıyorsanız, 5-hidroksitriptofan (5-HTP), L-triptofan veya SAMe gibi serotonin artırabilecek herhangi bir besin takviyesi veya ilacı almaktan kaçınmalısınız.

Ayrıca sarı kantaron  antidepresanlar ya da serotonin yükselten herhangi bir maddeyle beraber  alması serotonin sendromuna neden olabilir, bu da aşırı serotonin kaynaklı  oluşan potansiyel olarak tehlikeli bir durumdur. Serotonin sendromunun belirtileri arasında baş dönmesi, ateş, halüsinasyonlar, bulantı, kas koordinasyonu kaybı, terleme ve titreme gösterilebilir.  Burada özetlemeye çalıştığım gibi, sarı kantaron da dahil olmak üzere bitkiler de birer ilaç kadar yan etki ve etkileşim potansiyeli taşımaktır. Dolayısıyla kesinlikle bilinçsiz bir şekilde kullanılmaması gerekir.

Depresyon için tedavide geç kalınmasının ciddi sonuçları olabilir. Bu nedenle depresyon endişeniz, yatkınlığınız ya da mevcut bir depresyon öykünüz varsa zaman yitirmeden mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Dr. Sinan Akkurt
www.sinanakkurt.com.tr

Dr. Sinan Akkurt

Yazarımız Dr. Sinan Akkurt, biorezonans tedavisini Türkiye’ye tanıtan isimdir. Dergimiz'de uzmanlık alanı yanında, sağlıklı yaşam konusunda farkındalık yaratan makaleler ele alır.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın

seo