Arzum, biz kadınlar için büyük anlamlar ifade eden bir marka. Hal böyle iken Arzum Pazarlama ve Ürün Geliştirme Direktörü Mehtap Yıldız’a merak ettiklerimizi sorduk; küçük ev aletlerindeki başarılarını, Okka’yı, sosyal sorumluluk projelerini ve daha birçok konuyu konuştuk…
Gözde Nur Bayar
Arzum ile nasıl tanıştınız? Ne kadar zamandır buradasınız?
Ben elektrik-elektronik mühendisiyim ve sektörde 22. yılımın içerisindeyim. Mezun olduğumdan beri elektrikli ev aletleri üretimi, ürün geliştirmesi, pazarlaması, satışı, hemen hemen bütün masalarda çalıştım. İlk 13 yılım fabrikada üretim, ürün geliştirme üzerine idi. O dönem Türkiye’de küçük ev aletleri sektöründe bazı kategoriler henüz oluşmamıştı. Biz de aynı zamanda yeni devir Ar-Ge yapılanması içindeydik, yani Türkiye’nin bu alanda bazı kategorilerini yaratan ekip içerisindeydim. 13 yıl sonra üretim tarafından pazarlama tarafına geçtim. Arzum da benim üretici dönemlerimde müşterimdi, 4 yıl önce Arzum’un ikinci elli yılının aslında stratejik planını yapmak için o ekibe katıldım.
Arzum’un kaç ürün kategorisi var?
6 ana kategorimiz var, üç tanesi mutfağa ait. Birincisi doğrayıcıların, mikserlerin bulunduğu gıda hazırlama; ikincisi tost makineleri ve fritözlerin bulunduğu pişirme kategorisi; üçüncüsü ise çay ve kahve makinalarının olduğu sıcak içecek hazırlama kategorisi. Diğer üç ana kategorimizi ise kişisel bakımı içeren performans kategorisi; süpürgelerin bulunduğu temizlik kategorisi ve ütü kategorisi oluşturuyor. Arzum bunların hepsinde var hatta gıda hazırlamada, saç kurutma ve pişirme alanlarında hem adette hem de ciroda pazar lideri. Bizim için çok gurur verici bir durum. Saç şekillendirmede de ikinci sıradayız şu an, yakında hem adet hem ciroda pazar lideri olmasını bekliyoruz.
Küçük ev aletleri deyince akla ilk olarak Arzum geliyor. Buradaki başarıyı nasıl yakaladınız?
İstikrar çok önemli. Tüketici yapmayı vadettiğiniz şeyi sürekli yaptığınızı görmek istiyor. Samimiyeti ve o tekrarlanabilirliği de görmek istiyor. Arzum 52 yıl önce kurulmuş bir marka; tutkusu, azmi, amatör ruhla çalışması, samimiyeti 52 yıldan beri hiç değişmemiş. İlkelerini her zaman her yerde duruma göre değiştirmemiş, tüketicisine aynı duruşu sergilemiş. Yaptığımız araştırmalarda hep gördüğümüz “Ailenin markası”, “Evin kızı”, “Arzum bizim marka”, “Annemin de var benim de var” duygusundan çok memnunuz.
ARZUM, KADIN DOSTU BİR MARKA
Yeni bir ürün geliştirme öncesinden nasıl bir araştırma ve karar alma süreci izliyorsunuz?
İki üç yerden besleniyoruz. Dünyadaki bütün fuarlara gidiyoruz, sürekli takip ettiğimiz dergi ve bültenlerimiz var, Türkiye’nin en iyi tasarım ofisi ile exclusive çalışıyoruz. Aynı zamanda dünyada tasarım ile ilgili etkinliklere de gidiyoruz, buradan trendleri alıyoruz. Bir yandan da tüketici trendlerini rutin olarak aldığımız araştırma şirketlerimiz var. GFK dünyanın en büyük araştırma şirketi, oradan da trendler geliyor. Sonra yerli bir marka olarak Türkiye’deki trendlere bakıyoruz. Hangi tesiste ne üretebiliriz diye düşünüyoruz, onun tüketicide karşılığı olduğuna inanırsak da Ar-Ge’ye start veriyoruz. Çok da avantajlı bir durumumuz var, biz bir kadın markasıyız ve hepimiz de aslında kendi hikayemizin başrolündeyiz. Ürettiğim, geliştirdiğim her ürün benim evimin de aslında bir yardımcısı. Aynı şekilde pazarlama içerisinde de çok fazla kadın var, Arzum kadın dostu bir şirket.
Tasarım alanında nasıl ilerliyorsunuz?
Geçtiğimiz yıl hem dünyadan hem Türkiye’den toplamda 12’ye yakın tasarım ödülü aldık. Design Turkey, European Consumers Choice, iF Design, Plus X Award, Red Dot, Good Design, Hong Kong Award for Industries ve Design and Innovation Competition gibi prestijli ödüllere layık görüldük. Böylece beş yılda alacağımız ödülü bir yılda aldık… Tüketici artık estetik şıklığa çok değer veriyor, tasarımı önemsiyor. Biz ne isek mutfağımız da o. 4 yıl önce bir tasarım ofisi ile exclusive tamamen Arzum’a özel çalışmaya başladık, 4 yıldan beri herhangi bir ürünün düğmesine dokunacaksak bile bunu tasarımcı ile yapıyoruz. Ayrıca marka kılavuzu gibi Arzum’a özel tasarım kılavuzu hazırladık. Yani siz Arzum ürününü üzerinde Arzum yazmazken bile tasarımından anlayabilirsiniz. Aslında gitmeye çalıştığımız yol bu… Bu doğrultuda bütün ürünlerimizi bu kılavuza göre elden geçirmeye başladık.
RENKLER ÇOK ÖNEMLİ
Yeni renk çalışmalarınız var mı?
Elbette. Mesela Pantone yeni bir renk açıkladı, biz ona karşı bir formül vereceğiz. Yeni bir renk oluşturuyoruz. O özgünlük muhakkak olmalı… Trendleri, sektörü ve kendi analizlerimizi gözden geçiriyoruz bunun için.
Çok ses getiren Okka’dan bahsedelim biraz da…
Okka bir dönemin başlangıcı. Tasarımı, patentleri, Ar-Ge’si, kalıpları dahil her şeyi Arzum’a ait olan, baştan sona Arzum’un kendi yarattığı bir ürün. Türk kahvesini fincanda servis ediyor olması ve kendi kendini yıkayan bir kahve makinesi olması ile dünyada bir ilk. Közde seçeneği ise bizim için çok kıymetli… Bu özelliklerin hepsini bir araya koyduğumuzda aslında rakibi olmayan bir üründen bahsediyoruz. Dünyada bizi 30 ülkeye götürdü; şu an Katar, Dubai, Kuveyt gibi ülkelerde bildiğiniz büyük markaların vitrinlerinin ortasında Okka duruyor; adeta mücevher muamelesi görüyor. Almanya’da başlayan satışımızın yanı sıra Amerika’da da Amazon ile satmaya başladık. Vizyonumuz, herkesin Türk kahvesini tatması ve bir gün büyük şehirlerdeki kafelerin menüsünde Türk kahvesinin olması…
ANNELER GÜNÜNE ÖZEL İLGİ
Türkiye’nin en fazla kampanya yapan firması seçildik. Anadolu’ya, bayilere ziyarete gittiğimizde de çok fazla talep oluyor. Zaten Anneler Günü bizim için başlı başına bir şölen. Yılın en önemli dönemi, Şubat’ın sonundan itibaren heyecanımız başlıyor.
SOSYAL SORUMLULUKTA ARZUM
2009 yılından bu yana kadınları satranç sporuna teşvik etmek, satranca gönül veren kadınların yanında olmak ve kız çocuklarımızın kişisel gelişimini desteklemek amacıyla Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası’nın sponsorluğunu üstleniyoruz. Arzum olarak 51 yıldır kadınların değer kattığı bir dünyada, onların hayatını kolaylaştırmak için çalışıyoruz.