Cilde sıkılık sağlayan en önemli proteinlerden birisi olan kolajen üretimini arttıran bakım yöntemlerinin, enjeksiyon yöntemlerinin, tıbbi cihaz uygulamalarının ve hatta ağızdan alınan kolajen ve hyaluronik asit hapları dahil hepsinin tek amacı; cildin gençleşmesi ve daha sıkı bir görünüme kavuşmasıdır.
CİLDİN GENÇLİK IŞIĞI
Cildimiz yaşlandıkça kolajen üreten hücrelerin üretim kapasiteleri düşer, hücrelerin yaşamını sağlıklı bir şekilde devam ettirmek için ihtiyacı olan temel madde yani hyaluronik asit miktarı ilerleyen yaşla beraber azalır. Tüm bunlara ilave olarak, cildin su tutma yeteneği de zayıfladığında hücresel canlılık kaybolur. Ciltte matlık, sıkılık kaybı gözeneklerde belirginleşme ve en önemlisi sarkmanın başlaması kolajene yatırım yapma zamanının geldiğini işaret eder. Biz doktorların amacı, azalmış kolajen ve hyaluronik asit üretimini arttıran tedavileri en doğru ve en etkin kombinasyonlarla uygulamaktır. Bu arada, cildin yumuşamasına dolayısıyla sarkmasına neden olan diğer unsurları da birlikte ele almakta fayda var. Bunlardan en önemlisi, kişinin cildindeki şekerlenme yani glikasyon problemini, varsa kilo alıp verme ya da beslenme konusunu çözmektir.
Cildi olumsuz etkileyen en önemli dış etken güneş ışınlarıdır. Kolajenin kırılmasına hatta kırılanların onarılmasına imkan vermeyen güneş ışınları, güneş koruyucu kullanmak suretiyle engelleyebildiğimiz tek etkendir. Oysa organik problemler veya hastalıklar, hormonal bozukluklar gibi iç etkenlerin kontrol edilmesi çok daha zordur. Yaş ilerledikçe eski kolajenlerin atılım hızı yavaşlar ve bu kolajenlerin düzensizliği yüzünden ciltte dalgalanmalar meydana gelir, kolajen liflerin atılamaması yüzünden birbirine yapışmış lifler ciltte çekintilere yol açarak, cildin gevşemesine ve sarkmasına neden olur. Cildin eski ve yıpranmış kolajenlerinin atılmasına kollajenaz isimli enzim destek olur. Bu enzim, enjeksiyon tekniği ile uygulanarak ciltteki yapışıklıkları rahatlatabilmekte ve bu bölgede yeniden kolajen üretilmesi için uyarıcı görevi görmektedir. Elbette daha genç ciltlerde kolajen yapışıklıkları yoktur sadece azalmış kolajen ve hyaluronik asit kaynaklı problemler vardır. Bu durumda yapılması gereken, üretim yapan mevcut hücrelerin “üretim hızını ve miktarını arttıran teknikler” uygulamaktır. Yaşı ilerlemiş ya da yapışık ileri derece kırışıklıkları olan ciltlerin tedavisinde ise, enzimler yeni bir sayfa açıyor Bu konuda her geçen gün olumlu sonuçlar almak bizi de çok mutlu ediyor. Yeni nesil kolajen tedavisinin bu ‘akıllı enzimler” olduğunu düşünüyorum ve bu konuda çok hevesle çalıştığımı söyleyebilirim.
Dermatoloji Uzmanı
Dr. Betül Şengör