“Siyah, hem mütevazıdır, hem de kibirli. Siyah, tembel ve kolaydır ama gizemlidir. Fakat tüm bunların dışında siyah şunu söyler: Seni rahatsız etmiyorum, beni rahatsız etme.” -Yohji Yamamoto
Gücün ve kararlığın sembolü ile zaman ve mekân kavramını devre dışı bırakan siyah, modanın en asil ve kurtarıcı tonudur. Siyah parçaların inkâr edilemez bir gücünün olduğu kesin bir gerçek. Işığın belirli dalga boylarını temsil eden kırmızı veya yeşilden farklı olarak, siyah tam olarak bir renk değildir; bir nesne tüm görünür dalga boylarını emdiğinde, onu kendi başına bir kategoriye koyarken gördüğümüz şeydir. Dipsiz karanlığı, eşsiz bir görsel güce sahiptir ve uyarlanabilirliği, onu en sevilen parça haline getirmiştir. Filmlerin siyah pelerinli cadıları veya motosikletli çeteleri tarafından giyilen siyah deri ceketler gibi, uğursuz veya isyankâr olabilir. Pek çok kültürde, yasın rengi, fakat aynı zamanda ciddiyet ile yüklü, şık ve sofistike bir simge olabilir.Kadınların modasında siyahın modern popülaritesinin tam başlangıç tarihi belli değil ama tarihsel olarak siyah, en azından eski yunanlılara kadar uzanan bir keder göstergesidir. Eleştirmen John Harvey The Black Of Story adlı kitabında, Romalıların temelde giysilerini yas tutmak için siyaha boyadıklarına dikkat çekiyor. 16. Yüzyılda, siyah kıyafetler için bir rağbet vardı – Avrupa’nın zenginleri, güneydeki İspanyol soylularından kuzeydeki Hollandalı tüccarlarına kadar güç ve zenginlik göstergesiydi. Fakat siyahın yeni saltanatının dönüm noktası, 20. Yüzyılın başlarında başladı. Harvey’in yazdığı gibi, siyah “sahneye geldiğinde”. 1926’da, Chanel’in ünlü küçük siyah elbisesi ile moda dünyası siyahın asaleti ile tanıştı. Chanel’in siyah elbisesi Vogue dergisinin kapağında yayınlandıktan sonra bu yana yıllar içinde, birçok tasarımcı kendi imzaları ile siyahı yükseltti. Cristóbal Balenciaga onu zarif silüetleri ile ve Yves Saint Laurent “le smoking” kadın smokiniyle tanıştırdı. Zamansız siyah parçalardan bahsederken Hubert de Givenchy’nin Audrey Hepburn için tasarladığı “breakfast at tiffany” siyah elbiseyi unutmak ne mümkün. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında siyah rengi, farklı gruplar ve isyanlarla yakından bağlantılı hale geldi. Motorcular ve beat sanatçıları siyahı adeta kendi formaları hale getirdiler. Daha sonra, Japon tasarım dalgası Yohji Yamamoto gibi sanatçılar siyah görünümünün yeni bir sanat formunu yaptı.