Çin’in Wuhan eyaletinde, Aralık 2019’da ortaya çıkan yeni tip Korona virüsü tüm dünyayı etkisine aldı, Türkiye’de Mart 2020’den beri, sosyal hayatımıza, Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) önlemleri kapsamında düzenleme getiriliyor, Mayıs’tan itibaren kontrollü sosyal hayat başladı. Tüm dünya için bu yaz diğer yazlardan çok farklı olacak hiç şüphesiz. Sosyal mesafenin olduğu ve gerekli yerlerde maskenin takıldığı daha az sosyalleşeceğimiz bir yaz bizi bekliyor. Peki bu yaz nelere dikkat edeceğiz? Nerelerde maske takmak gerekir? Denize, havuza girecek miyiz? Liv Hospital Ulus Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferah Ece Covid-19 virüsü riskine karşı yaz mevsiminde dikkat etmemiz gerekenleri anlattı. “Herkesin nefes almaya, hava almaya ihtiyacı var ama kesinlikle gevşememek gerekiyor. Mutlaka maske takılmalı, öpüşmek, sarılmak, yakın temas yok” uyarısında bulunarak, maske kullanım süresinin kişiden kişiye ve bulunulan ortama göre değiştiğini, kullanılan ve nemlenen, üzerine birkaç kez öksürülmüş olan maskenin virüs ve bakterilerin çoğalmasına zemin hazırladığını belirterek tekrar kullanılmaması gerektiğini ifade etti.
DENİZE GİRİLEBİLİR AMA ÇOK YAKIN TEMAS OLMAMALI
“Plajlar kalabalık, şezlonglar dip dibe olmamalı, aralıklı oturmak gerekir. Denize girmekte, güneşlenmekte, tatile gitmekte sakınca yok ama mutlaka sosyal mesafe korunmalı” diyen Ece, havuzun sosyal mesafenin korunması açısından risk oluşturabileceği için dezenfeksiyon sistemlerinin çalıştığından emin olunan havuzlara sosyal mesafeyi korumak şartıyla gidilebileceğini vurguladı. Ece, açık havada ve açık yüzeylerde virüsün çok fazla kalmadığını ancak yine de önlem almanın uygun olacağını, “Plajlardaki şezlonglar açık havada kalıyor ama kimin ne zaman temas ettiğini bilemeyeceğimiz için biri temas etmiş gibi düşünerek mutlaka dezenfekte ettirilmeli” sözleriyle ifade etti.
AÇIK HAVADA DA SOSYAL MESAFEYE ÖZEN GÖSTERMEK GEREKİYOR
“Açık havada sosyal mesafe izin verdiği sürece birlikte oturulabilir, sohbet edilebilir. Yeter ki sarılıp öpüşmeyin, tokalaşmayın, herhangi bir temasa girmeyin” şeklinde konuşan Ece, açık hava ve pencerelerin açık bırakılarak havalandırılan ortamlar tercih edilmesi gerektiğini, kapalı alanlarda kalabalık olunmaması ve klimalı ortamlarda klima filtrelerinin temizlenmiş şekilde kullanılarak havanın direkt yüze gelmemesine özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Alışveriş merkezlerine, en az iki metrelik sosyal mesafe korunarak gidilebileceğini, oturulacaksa bir sandalyenin boş bırakılarak oturulması ve mutlaka maske takılması gerektiğini bildirdi. Restoranlarda ya da otellerde masaların birbirinden uzak, bir dolu bir boş şeklinde olması ve karşı kaşıya değil, sandalyelerin arası açılarak çapraz oturulması gerektiğini belirtti. Uyarılarına, “Yemek yerken maske çıkarılacak tabii ki ama sosyal mesafe mutlaka korunacak. Yemek bitiğinde maske tekrar takılacak. Yemekle virüs bulaşmıyor ama tabii ki yemeği getirip götüren garsonun öksürüp hapşırmaması, maske takması lazım” sözleriyle devam etti. İş yerlerinde de mutlaka maske takarak, sosyal mesafe korunarak çalışılması ve çalışılan ortamın sık sık havalandırılması gerektiğini belirtti.
Pandemi hayatımızı bu denli etkilese de hayat devam ediyor, bazı alışkanlıklardan vazgeçilemiyor. Ece, spor yapanlar için de virüsten korunmanın yollarını açıkladı. Spor yapanların terlediğini ve daha sık nefes alıp verdiğini, bu nedenle spor yapanların sosyal mesafeyi biraz daha uzak tutması gerektiğini, efor harcanan zamanlarda yakında insan olmamasına dikkat edilmesi gerektiğini ve hem kendilerini hem de başkalarını tehlikeye sokmamak için dinlenme döneminde maske takmalarının uygun olacağını dile getirdi. Olmazsa olmazımız; gıdalarımızı tedarik ettiğimiz marketlerden aldığımız yiyeceklerden de virüs bulaşabileceğini, mümkünse dışarıda veya balkonda havalandırıp, silip ya da yıkayıp buzdolabına koymamızın daha yararımıza olacağını söyledi.