Yağ enjeksiyonu son yıllarda çok tercih edilen ve farklı uygulama alanları ile dikkat çeken bir yöntem. Kolay uygulanan ve kişinin vücudundan alınan yağların kullanılmasıyla oldukça konforlu sonuçlar elde etmeyi mümkün kulan bu tekniğin detaylarını Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Nesrin Gümüş Öztürkmen ile konuştuk.
Vücudun önceden belirlenmiş bir bölgesinden alınan yağların özel bir işlemden geçirilerek vücudun farklı bölgelerine enjekte edilmesi yoluyla gerçekleştirilen yağ enjeksiyonu uygulaması; dolgunluk kazandırma, derin kırışıklıkları ortadan kaldırma, vücut hatlarını düzeltme ve konturları daha belirgin hale getirme gibi amaçlarla uygulanabilir.
Plastik cerrahi alanında son yıllarda giderek daha çok talep gören yağ enjeksiyonu uygulaması kalıcılığı kişiden kişiye değişmekle birlikte uygulama tekrar edilebilir nitelik taşır. Liposuction tekniklerinin gelişmesi ile birlikte yağ enjeksiyonu sıklığı arttığı ve bu uygulamanın çeşitli avantajları bulunduğu için bu yazımda yağ enjeksiyonu hakkında en çok merak edilen konular hakkında bilgi bulabilirsiniz.
YAĞ ENJEKSİYONU NASIL YAPILIR?
Yağ enjeksiyonunun yapılabilmesi için öncelikle kişinin vücudundan yağ dokularının alınması gerekir. İhtiyaç duyulan yağ miktarına bağlı olarak lokal ya da genel anestezi altında liposuction uygulaması yapılır. Daha sonra toplanan yağ dokuları özel işlemlerden geçirilir ve hasta özelinde değişebilen tedavi bölgelerine enjekte edilir.
YAĞ ENJEKSİYONU HANGİ VÜCUT BÖLGELERİNE YAPILABİLİR?
Yağ enjeksiyonunun uygulama alanı oldukça geniştir. Meme estetiği kapsamında meme asimetrilerinin düzeltilmesi, meme büyütme; popo dolgunlaştırma, bacak ve ayak bileği düzeltme gibi amaçlarla uygulanabilir. Aynı zamanda bu uygulama yüz estetiği kapsamında da başarılı sonuçlar vermektedir. Göz çevresine, şakaklara, elmacık kemiklerine, orta yüz bölgesine, nazolabial çizgilere, dudaklara ve çene bölgesine yağ enjeksiyonu yapılabilir.
YAĞ ENJEKSİYONUNUN AVANTAJLARI NELERDİR?
Vücuda enjekte edilen yağ dokularının bir kısmı vücut tarafından emilir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle enjekte edilen yağ dokularının %30 ila %70’inin vücutta kalabildiği bilinmektedir.
Yağ enjeksiyonu sırasında kişinin kendisinden alınan yağlar kullanılır. Kimyasal veya yabancı herhangi bir madde enjekte edilmediği için alerjik reaksiyon oluşma ihtimali ortadan kaldırılabilir.
Yağ dokusu kök hücre bakımından zengindir böylece enjekte edildiği bölgede yenilenme ve belli bir ölçüye kadar gençleştirici etkisi bulunur.
Yağ enjeksiyonu öncesinde yağ alınırken ve daha sonra işlemden geçirilen yağlar ilgili bölgeye enjekte edilirken çok küçük deliklerden işlem yapıldığı için hastalarda herhangi bir iz oluşmaz. Çoğunlukla hastalar aynı gün evlerine dönebilirler. Yüz bölgesine gerçekleştirilen yağ enjeksiyonu sonrasında yaklaşık 3 ay boyunca doğrudan güneş ışınları ile temas edilmemesi önerilmektedir.