Yaşıtlarım Boyama Kitabı Alırken Ben Yemek Kitabı Alırdım

Sevgili Aslı Hünel tüm güzelliği, enerjisi ve zarafetiyle yeni sezonda ilk mutfak konuğumuz… Yemek yemeyi, yemekten konuşmayı, yaptığı işleri yemekle bağdaştırmayı seven ünlü sanatçıyla röportajımızın odağında da yemek ve mutfak var. Ünlü sanatçının hayatının zorlu geçen süreçlerinden sonra ayağa kalkıp devam edebilme gücünü, çocukluğuna dair anılarını, güzellik sırlarını konuştuğumuz hisli röportajımıza, Nolte Mutfak’ın keyifli atmosferinde ortaya çıkan birbirinden renkli fotoğraflarımız eşlik ediyor. Sağlıklı ve şekersiz beslenmeye dikkat eden Aslı Hünel ile glütensiz, rafine şekersiz karamel dilimleri yaptık. Siz okurlarımız için tarifini, glütensiz krep börek ile birlikte röportajımızın sonunda paylaştık.

İstanbul doğumlusunuz. Anne tarafından Arap, baba tarafından Selanik göçmenisiniz. Doğu ve Batı sentezinin çocuğusunuz. Anneanne, babaanne sofralarından hatırladıklarınızla kim bilir ne şahane yemekler yapıyorsunuzdur?
Tüm bunların üstüne benim bir de İkizler burcu olduğumu eklersek, sofralara nasıl yansıdığını tahmin edebilirsiniz. Annem, babam İstanbul doğumlu. Baba tarafımdaki büyüklerimiz rahmetli olduğu için, yemek anlamında pek bir şey öğrenmek mümkün olmadı. Annem Siirt Araplarındandır. Siirt yemeklerini, mesela acılı-ekşili Arap dolmalarını iyi bilirim. Yemek, sofra kültürüm anne tarafından geçti. Zeytinyağlı ve hamur işlerini de sevdiğim için, yapmayı zaman içerisinde öğrendim. Bir yemek menüsü hazırlarken olmazsa olmazlarım vardır. Ana yemekte balık varsa, kalkıp etli bir çorba yapmam. Balıklı ya da sebzeli bir çorba yapmayı tercih ederim. Salatayı her öğünde bulundurmaya dikkat ederim. Yemeğin ağırlığını aldığı ve hazmetmeyi kolaylaştırdığı için salata vazgeçilmezimdir. Annemin sofralarında da mutlaka ya yeşil, ya da çoban salata olur.

İNSANLARLA İLİŞKİME, ONLARA 10 PUAN VEREREK BAŞLARIM

Sanıyorum zor bir hayatınız oldu. Annenizin rahatsızlıkları sırasında yaşadıklarınız, ardından -sonrası ölümden döndüğünüz o zor süreç…  Tüm bu zorlayıcı süreçlere rağmen devam edebilme gücünü nereden buldunuz?
Zor oldu. Zaten yaptığım iş, hiç kolay değil. Çok engebeleri olan, çok sabır isteyen bir iş. Zor bir camianın içindesiniz. İşimi yaparken kuralına göre oynamamayı tercih ettim. Taviz vermekten uzak durdum. Akışına bıraktım, “Allah’ım hakkımda hayırlısını nasip et” dedim. Çalışmaksa, elimden geldiğince çalıştım, çalışıyorum. Her ne yapmam gerekiyorsa, yapmaya çalışıyorum. Ama bu noktadan sonrasının bizim elimizde olmadığını da iyi biliyorum. Hayata pozitif bakıyorum. İnsanlara da hep sevgiyle bakarım. Yeni tanıştığım insanlara 10 puan vererek başlıyorum. Kendi kendine yerlerini buluyorlar. Hak ediyorsa orada kalıyor. Etmiyorsa da puan tık tık düşüyor. Kuzenim benim aksime, hep sıfırdan başladığını söyler. Belki doğrusu da odur. Yine de ben, hep en olumludan başlamayı tercih ediyorum. Boomerang etkisine inanıyorum. Ne verirsen, alıyorsun.

Albüm yaptınız, 1 milyon dinleyiciye ulaştınız. Program yaptınız, uzun soluklu oldu. Bir oyunculuk konusunda kararsız kaldınız sanırım. Yapmak istediğiniz daha neler, hangi projeler var?
İçinde kadına ve yaşama dair her şeyin olduğu kadın kuşağı programları, bir de yemek programı yaptım. Yaklaşık 130, 140 bölüm kadar sürdü, çok da keyifliydi. Mutfağı seviyorum. Yeniden mutfağın ve sohbetin içinde olduğu hayata ve kadına dair bir projede olmak istiyorum. Şu anda bir arayış içindeyim. Nasip olursa yeniden ekranlara dönmek istiyorum.  Kitap yazmayı da planlıyorum. Bir yayınevi sahibi arkadaşımızla sohbet ederken, “Aslı, hayatından örnekler verdiğin, kendini anlattığın, ruhunu katacağın bir kitap yaz.” dedi. Böyle bir projem de var, herhalde “Ortaya Karışık” olacak ismi.

PAÇA ÇORBASINI İLK KEZ 11, 12 YAŞLARINDAYKEN YAPTIM

Yemekle ilişkiniz çok derin gibi görünüyor. Nasıl başladı mutfak hikayeniz?
Çocukken herkes oyun, boyama kitapları alırken, ben yemek kitapları alırdım. Gazetelerin dağıttığı yemek kitaplarını ilgiyle okurdum. O yaşlarda tarifleri uygulardım. Annemler eve geldiğinde de onlara sürpriz masalar kurardım.  O masalarda, mantı, ellerimle açtığım börek, baklava bile oluyordu. Annem çok rahatsızlık geçirdi, çok hastalandı. Bir doktor, anneme: “Kemiklerin için paça çorbası gibi ilikli şeyler içmen lazım” dedi. Evin tek kızıyım. Bunu duyunca nasıl yapabilirim diye düşündüm. Hemen bir işkembeciye girdim, paça çorbasının tarifini istedim. Paça çorbasını ilk kez 11, 12 yaşlarındayken yapmış oldum. Bu arada bunu da ilk defa size anlatıyorum. Yine bir gün annemi mutlu etmek için yaprak sarma yapayım dedim. Sardım, sardım, tencereyi yarıya getirdim ama bir eksiklik olduğunu, soğan koymadığımı fark ettim. Bütün yaprakları tek tek açtım, boşalttım. Soğanı ekleyip hepsini yeniden sardım. Pişirdim, hastaneye götürdüm. Anneme olanları anlattığımda hüzünlenip ağlamıştı. Çocukluğumdan beri anlatır: “Aslıcığım sen onları minicik ellerinle nasıl yapmıştın, ne de güzel olmuştu” diye… Amacım annem hastanede rahatsızlıklarla uğraşırken, mutlu etmek, bizim evde birbirimize yetebildiğimizi göstermek, aklının bizde kalmamasını sağlamaktı. Sonrasında baktım alkış alıyorum, çok beğeniliyor. Çok hoşuma gitti. Uzun uzun masalar kurdum, ailem ve arkadaşlarım için. Özel geceler hep bizim evde olsun isterdim. Çok severek o uzun masalara güzel yemekler yapardım. Hala da öyle.

CİCİ ANNEM, TARİFTEN KALAN YUMURTALARI BANA İÇİRİRDİ

Fatih’te geçen çocukluk günlerinizin de yemek hafızanıza katkısı olmuştur eminim.
Olmaz mı? Komşular arasında yapılan günleri çok severim. Üst kat komşumuzu anne gibi görüyordum, cici anne derdim. Annemin hastalıklarıyla uğraşırken Allah bana üst kat komşumuzu gönderdi. Cici annem okul hayatımda da yanımda oldu. Hep düşünürüm, ya o olmasaydı diye…
Altın günleri yapardı. Hazırlık sırasında onu izlerdim. Yapacağı tarifler için yumurta akından sarısını ayırırdı. Tariften kalan yumurtaları bana içirirdi. Sesim ondan mı böyle oldu diye düşünmüyor değilim. Kısırlar, böreklere dair bilgi ve becerimin rahmetli cici annemden miras olduğunu düşünüyorum.

Annenizin yapmasını dört gözle beklediğiniz, tadına doyamadığınız yemekleri hangileri?
Annem dolmanın, sarmanın her çeşidini çok güzel yapar. Zeytinyağlı, taze ve kuru patlıcan, biber dolması… Tencere yemeklerinin her çeşidini nefis yapar. Mutfağın olmazsa olmazı patlıcandır. Şimdi çat kapı anneme misafirliğe gitsek mutlaka bir patlıcan oturtması veya bir imam bayıldı, şakşuka vardır.

Evde yemekleri siz mi yaparsınız?
Ben yaparım. Eşime: “Hayatım ne yemek yapayım?” diye sorduğumda, “Hiçbir şey yapma, sen yorulma, dışarıda yiyelim” der. Benim huyumu da biliyor. “Yapma hayatım” diyor ama biliyor ki ben çoktan yapmışım bile. Bu cevabının kıyamamasının yanında bir açıklaması da: “Yaptığın yemeklerin hepsini çok seviyorum, çok yiyorum, kilo alıyorum.” demek. Dışarıda çok yemek yememesine rağmen, evde yaptığım yemekleri sağlam yiyor. Çok tatlı bir kayınvalidem ve kayınpederim var, “Oğlumuzun anneciğim şu yemeğini özledim, demesini beklerdik ama bizi bir kere bile aramadı. Gözümüz arkada kalmayacak” diyorlar. Ben de: “Arada anneciğim şu yemeğini özledim. Yap da yiyelim, de” diyorum.

Yoğun çalışma temposunda ani açlık krizlerine karşı neler tüketirsiniz?
Laktozsuz kefir içiyorum. Arabamda mutlaka badem, ceviz, kayısı gibi hafif atıştırmalıklar oluyor. Hayatımın büyük bir bölümü trafikte, arabada geçtiği için atıştırmalıklarımı ihmal etmiyorum. Son dönemlerde benzin istasyonlarında satılan juiceları alıyorum, çok seviyorum.

Her geçen gün, sizin lehinize işliyor gibi. Cildiniz parladıkça parlıyor, güzelleştikçe güzelleşiyorsunuz. Var mı bunun bir sırrı?
Gün içinde içtiğim bir iki fincan Türk kahvesinin kalan telvesini yüzüme peeling yapıyorum. Maden suyuyla veya gül suyula yüzümü yıkıyorum. Bunlar gayet ekonomik, pratik, herkesin yapabileceği uygulamalar. Cilt bakımı da yaptırıyorum. Suna Dumankaya’nın doğal bakımlarını seviyorum. Bir de Dilek Avşar’da bakım ve vitaminlerimi yaptırıyorum.

Röportaj: Zeynep Özcan

Fotoğraflar: Selvet Rashid

Zeynep Özcan

Aysha Dergi’nin ilk yazarlarından olan Zeynep Özcan, USLA Akademi Profesyonel Aşçılık Bölümü mezunudur. Yemek yazarı olan Zeynep Özcan Aysha Dergi’deki köşesinde ünlü oyuncu, sunucu ve şeflerle röportajlar yapmaktadır.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın