İngilizce “alışkanlık” anlamına geliyor; Habit … Bugün, daha obez, daha hasta, daha ilaca bağımlı, daha depresif ve daha enerjisiz olmamızın altında yatan neden kötü beslenme alışkanlıkları. Habit’te amaç, bağırsak florasını koruyan ve geliştiren, alkali, antienflamatuvar, düşük karbonhidratlı tamamen doğal yemek paketleri ve unsuz, şekersiz, glütensiz atıştırmalıklarla insanların beslenme alışkanlıklarını iyi yönde değiştirmek.
İlker Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Habit’i kurma fikri nasıl oluştu?
Kariyerime asıl reklam yazarı olarak başladım ancak fitness’a duyduğum ilgiden dolayı ilk personal trainer sertifikamı 20 yıl önce ACE (American Council on Exercise)’ dan aldım. Reklam yazarlığım boyunca uzun yıllar ilaç firmaları ile çalıştım ve tıp dünyasında bilimsel literatürleri tarama alışkanlığı ve yeteneği kazandım. Yıllar boyu altın standartlara sahip, çift kör, plasebo kontrollü, bağımsız bir kurum tarafından fonlandırılmış araştırmaları inceledim ve bunlardan çıkarımlarda bulundum. Fitness dünyasında karşılaştığım her bilginin arkasında da bu tarz altn standartlara sahip bir araştırma aradım. Fitness konusunda bilgim arttıkça beslenmenin bu konuda ne kadar önemli olduğunu kavradım ve araştırmalarım beslenme üzerine yoğunlaştı. ISSA (International sports science association) dan sporcu beslenmesi uzmanı setfifikası aldım. Yıllar boyunca hemen hemen tüm diyet ve antrenman programalarını kendi üzerimde denedim ve yağ kas oranı, kan değerleri, uygulanabilirlik ve ruhsal durum gibi sonuçları kayıt altına aldım. ABD ve Kanada’dan aldığım eğitimler bana güç, rekabet, performans, yağ yakımı, kas kazanımı konularında çok değerli bilgiler verdi.
Ardından 1 sene Çin’e gittim ve Shanghai’da yaşadım. Kültürünü ve alışkanlıklarını çok merak ettiğim bu ülkede 6 ay hızlandırılmış kursa giderek Çince öğrendim. Burada zaten çok ilgi duyduğum yemek kurslarına, TCM (Geleneksel Çin Tıbbi), taoist beslenme, tai chi kurslarına gittim. Özellikle Geleneksel Çin Tıbbı beni çok etkiledi. Geleneksel Çin Tıbbı’ndan doktorlar insanlar sağlıklıyken para alırlar, sağlıkları bozulduğunda para almayı keserlermiş. Bu önleyici tıp felsefesi, beslenmenin bu yönüyle ilgilenmemi sağladı ve kendimi bu konuda geliştirmeye başladım. Batı tarafında beslenmenin güç, rekabet, performans ve biraz da estetik tarafını öğrenmişken, doğuda hastalıksız yaşam, ilaçsız yaşam, anti-aging ve yin yang felsefesi ile dengeleri bulma konularını öğrendim. Ardından Türkiye’ye döndüm ve batı ve doğunun kendimce iyi olan yanlarını sentezleyip “habit” adındaki markamı kurdum.
ANNE SÜTÜ KESİLDİĞİ AN BESLENME ALIŞKANLIKLARI BAŞLIYOR
Beslenme alışkanlıklarımızı tam olarak ne zaman kazanıyoruz ve bu alışkanlıkları değiştirmek kolay bir süreç mi?
Beslenme alışkanlıkları aslında anne sütünden kesildiğimiz anda başlıyor. Maalesef bebekken hayata bebe bisküvisi, pirinç unu gibi gıdalarla başladığımız için karbonhidrat bağımlısı bir toplum olarak büyüyoruz. Özellikle işlenmiş karbonhidratlar ve şeker, bağımlılık yarattığı ve lezzet çıtasını normalin çok üstüne çektiği için bizim için çok faydalı ve elzem olan sebzeleri beslenmemize sokamıyoruz. Örneğin siz bir çocuğun tabağına et, brokoli ve makarna koyarsanız, çocuk brokoliyi yemek istemiyor. Ancak sofraya brokoliyi bitirmeden makarnayı getirmezseniz brokoliyi de yiyor. Ama maalesef anne ve babaların durumu da çok iyi değil. Danışmanlık verdiğimiz kişilerin %99 u tatlısız bir gün geçiremiyor ve her gün pilav ya da makarna yiyor. Sebze tüketimleri ise neredeyse sıfır.
İşte biz Habit’te bu gibi kişilerin karbonhidrat bağımlılığından kurtulmasına yardımcı oluyoruz. Genelde bu bağımlılık ilk 3 haftada %80 azalıyor. % 100 olması kişiden kişiye değişmekle birlikte yaklaşık 3 ayı buluyor.
Habit beslenmenin diğer beslenme şekillerine göre farkı nedir?
Kalori hesabı değil, besin değeri hesabı yapıyoruz. Amacımız karnı doyurmak değil, hücreleri beslemek. Klasik diyet anlayışından genelde kalorilere ve makro besinlere (protein, yağ, karbonhdrat) bakılıyor. Ama biz hem makrolara hem de mikrolara yani vitaminler, mineraller, antioksidanlar, lifler, enzimler ve fitokimyasallara bakıyoruz. Bağırsak mikrobiyotası (bağırsaktaki mikroorganizmalar) bizim önceliğimiz. Bu nedenle bağırsaklarda iyi bakterileri çoğaltıp kötüleri azaltan, antienflamatuvar bir beslenme anlayışımız var. Bu neden kan şekerini hızla yükselten, işlenmiş, gluten içeren karbonhidratları kullanmıyoruz. Katkı maddeli, light, paketli vb. ürün kullanmıyoruz. Süt ürünlerinde sadece probiyotik yoğurt, kefir ve lor peyniri kullanıyoruz. Sağlıklı yağlar beslenmemizin büyük bir parçası. Sadece organik tavuk, organik yumurta, organik Hindistan cevizi yağı, organik sızma zeytinyağı gibi ürünler kullanıyoruz.
Beslenme sistemimiz hormonları doğamızda olduğu şekline çevirmeyi hedefliyor. Yağ depolayıcı hormonlar(insülin) daha az salgılanırken, yağı enerji olarak kullanmamızı sağlayan hormonlar (glukagon) daha çok salgılanıyor.
Habit menülerinde özellikle kullandığınız ya da kullanmadığınız besinleri sıralar mısınız?
Koruyuculu, katkı maddeli, şekerli, glütenli, light, paketli ürünleri kullanmıyoruz. Süt ürünleri çok nadir kullanılıyor. Yemeklerdeki tüm ara öğünler kendi üretimimiz, tamamen katkısız, glütensiz ve şekersiz.
Glütensiz ve laktozsuz beslenme… En önemli özelliğiniz bu diyebilir miyiz?
Aslında çıkış noktamız glütensiz olmak değil. Antienflamatuvar, bağırsak dostu beslenme ve kan şekerini yükseltmemek. Örneğin biz glütensiz ürünler yaparken glütensiz un da kullanmıyoruz. Çünkü glütensiz undaki mısır nişastası, pirinç unu, patates nişastası, şeker gibi ürünlerden az glütenli un kadar zararlı. Bu nedenle biz besleyici değeri daha yüksek olan ve kan şekerini çok az yükselten badem unu gibi ürünler kullanıyoruz.
‘’Hücrelerinizi besleyen beslenme şeklini’’ biraz açabilir misiniz?
Son yapılan araştırmalar, bazı hastalıkların, enerjisizliğin, az yemeye ve diyet yapmaya rağmen kilo vermemenin en önemli nedeninin hücresel bazda besinsizlik olduğunu kanıtladı. Örneğin hücrenin enerji santralleri olan mitokondrilerin sayısı ve efektif çalışması çok önemli. Ayrıca kandaki vitamin mineral sayımları ile hücresel bazda vitamin mineraller çok farklılık gösterebiliyor. Hücreleri besleyen en önemli besinler ise yukarıda bahsettiğim mikro besinler. Bu nedenle paketlerimizde bol miktarda probiyotik ve prebiyotik, lif, enzim, vitamin, mineral ve antioksidan bulunuyor. Ayrıca Kan testi kontrollü paketimizle müşterilerimiz paket öncesi ve sonrası kan testlerini ücretsiz yaptırarak, bu beslenmenin kan değerlerine nasıl iyi geldiğini görebiliyorlar.
3 HAFTADA BÜYÜK GELİŞİM
Diyet yapmadan, aç kalmadan sadece alışkanlıkları değiştirerek kilo vermek… Zorlukları var mı?
İlk adaptasyon süreci kişiden kişiye değişmekle birlikte, genelde çok kolay değil olmayabiliyor. Ancak 3 haftada büyük bir gelişme sağlanıyor. Daha sonrasında ise insanlar lezzetli yemeklerden doyana kadar yiyerek fit ve sağlıklı kalabiliyorlar.
Paketleriniz dışında bir de atıştırmalık ürünleriniz mevcut. Bu ürünler nelerden oluşuyor?
Atıştırmalıkları üretmekteki amacımız insanları ara öğünlerde bizim “çöp” diye tabir ettiğimiz ürünlerden uzak tutmak, ara öğünlerde de hücrelerini beslemek. Ayrıca ara öğünlerde tüketilen gofret, poğaça, tatlı gibi atıştırmalıklar kan şekerini daha da yükselterek, daha sonra tekrar acıkmalarına neden oluyor. Bizim ürünlerimiz bu nedenle düşük glisemik indekse sahip, bol lifli, doyurucu ürünler ve hiçbiri glüten ve glütensiz un içermiyor. Nefis keklerimiz, biscottilerimiz, krakerlerimiz, cheesecakelerimiz var.
Paketler kimler tarafından hazırlanıyor? Özel bir ekip var mı?
Paketler ve atıştırmalıklar Habit’in ISO22000 belgeli, kendi üretim tesislerinde, kendi ekibiyle hazırlanıyor.
Habit paketleri ile birlikte egzersize başlayanlar için yönlendirmeleriniz oluyor mu?
Egzersizle ilgili ben kişisel danışmanlık verebiliyorum.
Bu tarz beslenmede egzersizin rolü ve yeri ne olmalıdır?
Öncelikle şunu söyleyeyim: egzersizin amacı daha fazla kalori yakmak, ya da daha fazla yemek yiyebilmek olmamalı. Bu işe yaramıyor çünkü daha çok spor yapınca daha çok acıkıyorsunuz. Ve bu spor ömür boyu uygulayabileceğiniz bir spor olmadığı için bırakıyorsunuz ve tekrar kilo alıyorsunuz. Önemli olan ömür boyu uygulayabileceğiniz bir beslenme ve spor alışkanlığı kazanmak. Bence spor şu hedeflerle yapılmalı: Kardiyovasküler sağlık, kas hacminin korunması, hormonel denge, düzgün postür ve fonksiyonel güç.
Bunun için haftanın 3-4 günü 30-45 dakika yoga, pilates, yüzme, ağırlık gibi egzersizler yapmak yeterli. Günde 15.000 adım ise herkesin hedeflemesi gereken bir alışkanlık. Beslenme alışkanlığınızı değiştirdiğiniz zaman zaten beden o adımı atacak enerjiyi buluyor.
Habit beslenme paketlerinden bahseder misiniz? İçeriklerinde neler bulunuyor? Kimler hangi paketleri tercih etmeli? Yönlendirmeleriniz oluyor mu?
Habit yemek paketlerini sağlıklı beslenmek, enerjik hissetmek, şişkinlik probleminden kurtulmak, iyi uyumak isteyen herkes kullanabilir. Ama özellikle hipoglisemi, insülin direnci, yüksek kolesterol ve trigliseriti olanlar, diyetlerle sürekli kilo alıp verenler, autoimmün bir hastalığı olanlar büyük fayda görüyorlar. Genel olarak 4 paketimiz var:
- Standart Yağ Yakım Paketi: bu paket genel olarak kiloyu yağdan vermek isteyen, sağlıklı beslenmek isteyen, glüten hassasiyeti olanlar için ideal bir paket. 3 ana 2 ara öğün olarak her gün kapınıza teslim ediliyor. Glütensiz bol lifli karbonhidratlar, bol sebze, organik tavuk, organik yumurta, et ve balık kullandığımız ana ürünlerden. Kendi ürettiğimiz unsuz, şekersiz glütensiz kek, bisküvi, kraker gibi tamamen doğal atıştırmalıklar da ara öğün olarak geliyor. Her ne kadar ara öğün taraftarı olmasak da insanların geçiş aşamasında ihtiyacı olacağını düşünüyoruz. Zaten bu ara öğünler kan şekerini çok az yükselttiği için yemeklerle de tüketilebiliyor. Zaten bir süre sonra insanlar bu paketteki yemekleri zor bitiriyorlar çünkü beyne doyma sinyali gönderen leptin hormonu bolca salgılanıyor.
- Ketojenik Paket: Vücudun enerji kaynağını karbonhidratlar yağlara çeviren bu beslenme paketiyle vücudunuz yağ yakım makinesine çeviriyorsunuz. Klasik ketojenik beslenmenin aksine alkali, bol lifli ve antienflamatuvar kurallarla hazırladığımız bu pakette de işlenmiş şarküteri ürünleri, işlenmiş yağlar, trans yağlar kullanılmıyor. Çok nadir olarak doğal peynirler bu paketin içinde yer alıyor. Beslenme alışkanlıklarını kökten değiştirmek, ara öğün ve atıştırmalık ihtiyacından kurtulmak, enerji seviyelerini yükseltmek isteyenler için ideal bir paket. Ayrıca ketojenik beslenme özellikle beyin hastalıklarının tedavisinde de çok kullanılan bir beslenme türü ve faydalarına dair birçok büyük bilimsel araştırma yayımlandı.
- Sporcu Paketi: 4 ana 2 ara öğün olarak gelen bu paket, çok sıkı spor yapan kişiler için tasarlandı. Erken ve kadınlar için ayrı versiyonlar mevcut. Kişinin sportif hedeflerine ve kondisyon durumuna göre makro ayarlamaları yapabiliyoruz.
- Esnek Paket: Gıda alerjisi, intoleransı ya da yemek konusunda çok seçici olanlar için hazırladığımız paket. Kişinin yemediği/yiyemediği gıdalar paketinde yer almıyor ve o kişiye özel bir şef, mutfakta bu kişi için özel yemek pişiriyor.