Burcu Sandıkçı
Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar’da Rohingya Müslümanlarına yapılan vahşeti son zamanlarda daha da duyar olduk haberlerden. Evleri, tarlaları, Kuran kursları, camileri, mescitleri yakıldı. Üç binden fazla ölü olduğu biliniyor. Bu vahşet, kendi devletleri tarafından yapılıyor. Budist çeteler tarafından diri diri yakılıyor, kocaları, kardeşleri, çocukları öldürülüyor, kadınlarına tecavüz ediliyor. Kendi devletlerinin yaptığı zulüm yüzünden vatanlarını terk etmek zorundalar. Arakanlı Müslümanlardan bazıları bu soykırımdan kurtulmak için günler boyu sürecek zorlu mücadelelerle Bangledeş’e doğru yürüyor bazıları da dağlarda saklanıyor. Budist çetelerden saklanarak gizlenerek gitmek zorundalar. Yakalanırsalar öldürüleceklerdir çünkü. Çamurlu bataklık yollar ve aşmak zorunda oldukları nehirde cabası.
Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyor:
“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”
Biz kalbimizden yaralandık. Bunu hissediyor musunuz değil mi? Hadi dilimizde dua onlara doğru yola çıkalım. Bu yolculuk manen ve maddeten olsun. Tepkimizi her yerde her zaman dile getirelim. Unutmayın zulme karşı susan sessiz şeytandır. Ve unutmayın, oturduğu yerden kınamak bizim işimiz değil. Çünkü biz mazlumu seven zalimin hasmı olan bir milletiz. Hadi onların acil ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp yalnız olmadıklarını onlara hatırlatalım.
Bağışlarınızı Diyanet Vakfı, Türk Kızılayı gibi yardım kuruluşlarıyla iletebilirsiniz.
Kalbimizden yaralandık. Hadi merhem sürelim.