İnsanlık tarihinde bugüne kadar üretilen tüm bilgilerde çok daha büyük datanın tek gün günde toplandığı günümüzde, kuşaklar arası farklılıklar da gittikçe derinleşiyor. X kuşağı, Y kuşağı derken, Z kuşağındaki yeni nesil gençler de yetişkinliğe adım atarak üretimin aktif bir parçası haline geldi. Bu noktada, Z kuşağını anlamak, onlarla aynı çizgide düşünebilmek her konuda büyük önem kazandı.
6 yıldır yeni nesil gençlerle ilgili araştırmalar yapan, Türkiye’nin her yerinde gençlere konferanslar veren ve Öğretim Görevlisi olarak bu gençlere ‘Girişimcilik’ dersleri veren birisi olarak bu ay yazımda sizlere Z kuşağından bahsedeceğim.
Z kuşağına geçmeden önce diğer kuşakların yaş aralıklarına kısaca bakalım istiyorum. Tarih boyunca yaş aralıkları belli bir kuşak olarak adlandırılmıştır.
1927-1945 yılları arasında doğan ‘’SESSİZ KUŞAK’’
Bu kuşağın yaşam felsefesi yaşamak için çalışmaktır. Bu kuşağın temel yaşama felsefesi ihtiyaçlarını karşılayacak kazancı elde edebilmektir. O yüzden tüketim alışkanlığı ihtiyaç odaklıdır.
1946-1964 yılları arasında doğan ‘’BABY BOOMERS’’
Bu kuşak ise 1946-1964 yılları arasında doğan “Baby Boomers” kuşağı olarak isimlendirilen “Patlama Kuşağı”dır. Bu dönemdeki insanların bu şekilde isimlendirilmesinin nedeni ise nüfus artış hızıyla ilintilidir. Diğer bir ifadeyle bu dönemde yıllık doğum hızında büyük artış görülmüştür. Teknoloji yaygın olmadığı için çoğu zaman işlerini kendi kendilerine yapmak zorunda kalmışlardır. “Kuralcı” bir kuşak olarak ta bilinen sadakat duyguları yüksek aynı zamanda bir yerde uzun süre çalışabilen bir yapıya sahiptirler. Zor işlerde uzun saat çalışmanın önemine inanarak uzun dönem istihdam anlayışıyla çalışırlar. Tüketim alışkanlıklarında da sadakat ağır basar.
1965-1979 yılları arasında doğan ‘’X KUŞAĞI’’
Geçiş dönemi çocukları olarak adlandırılan bu kuşağın o şekilde adlandırılmasının nedeni; söz konusu yıllarda dünyanın önemli değişimler yaşamaya başlamasından kaynaklanmaktadır. Kurallara uyumlu, sadık ve çalışkanlığa önem veren bir kuşak olarak tanımlanıyor. Çamaşır makinesi, kasetçalar gibi aletleri gören X kuşağı pek çok dönüşüm yaşamıştır. Paraya fazla odaklanmış bu kuşakta bireycilik ve rekabetçilik biraz daha önem kazanmıştır.
1980-1999 yılları arasında doğan ‘’Y KUŞAĞI’’
1980-1999 yılları arası doğanlar “Y Kuşağı” olarak adlandırılmaktadır. Kuşaklar arası farklılığın en çok hissedildiği nesil özelliğini taşırlar. Teknoloji dostu, bireysel, girişimci, rahat, küreselleşmeye başlayan nesildir. Yaşam şartlarında meydana gelen değişimler diğer kuşaklardan farklı tercihlere sahip olmalarını beraberinde getirmiştir. Yeteneğe ve başarıya çok fazla saygı gösterirler. Bu nedenle kişisel gelişime ve girişim fırsatlarına daha fazla önem verirler. Bir diğer özellikleri ise yaratıcı ve yenilikçi fikirlere oldukça açık olmalarıdır. Aslında bu kuşağa sosyal medya kuşağı da diyebiliriz. Nedeni ise teknolojiyi çok yakından takip eden, internet üzerinden alışveriş yapan, bilgisayar ve akıllı telefonlar sayesinde birden fazla işi aynı anda yapabilen bir nesil olmalarıdır.
Peki Z kuşağına gelecek olursak, kimdir bu Z kuşağı? Geçtiğimiz günlerde yakın arkadaşımın 6 yaşındaki oğlu bana Netflix’de diziler önerdi. İnanın bana çok şaşırdım. Alın size Z kuşağı işte. Gelin, hep birlikte bu kuşağa madde madde bakalım.
2000-2012 yılları arasında doğan ‘’Z KUŞAĞI’’
-Bu kuşağın en küçüğü 6, en büyüğü ise 19 yaşındadır. Özellikle bu kuşak seçimlerde oy kullanmaya başladıkça, mevcut partilerin kendilerini yenilemeleri ve yeni siyaset söylemleri oluşturmaları gerekecek. Yoksa partilerin işi çok zor!
-Bu kuşak ülkemizin yüzde 30’undan fazlasını oluşturuyor. Yani yaklaşık 25 milyon.
-Z kuşağı teknoloji odaklıdır. Açıkça onlar için teknoloji her şeydir. Asla vazgeçmezler. Özellikle ailelere duyurulur.
-Bu kuşağın yüzde 90’ına yakını sosyal medya kullanımından büyük keyif almaktadır. Sanırım daha fazla keyif aldıklarını bir şey yok bu gençlerin. Aynı zamanda günde ortalama 3.5 saatlerini sosyal medya ve internette geçirmektedirler.
-Mevcut kuşaklar arasında aileleriyle en çok çatışma yaşayan kuşak Z kuşağıdır. Z kuşağı ve aileleri arasında kuşak farkları olduğu için birçok konuda farklı düşünmektedirler. Geçmiş yıllarda gençler ilk defa seçimlerde oy kullanırlarken büyük ölçüde ailelerin oy verdiği siyasai partiye oy veriyorlardı. Yaptığımız analizlerde Z kuşağı, ailesinin oy verdiği siyasi partiye karşı görüşteki siyasi partiye oy vermeye başladı. Bu durumun da gün geçtikçe artacağını düşünüyorum.
-Bu kuşağın en büyük problemi gelecek kaygısıdır. Yapılan araştırmalarda gençlerin yüzde 30’unun gelirinin 600 TL’nin altında olduğunu çıktığını düşünürsek, bu kuşağın gelecek kaygısının olması normaldir. Ne yazık ki Z kuşağı gelecekle ilgili hayal kuramıyor.
-Bu kuşağa ‘hayatta mutlu olmak için en önemli faktörler’ nelerdir diye sorulduğunda; yüzde 26.7’si ‘para’, yüzde 23.1 ‘aile-çoçuk’, yüzde 21.5 ‘saygınlık’ cevaplarını vermektedir. Bu kuşak gelecek kaygısı taşıdığından para diğer kuşaklara göre bu kuşakta çok daha önemlidir.
-Bu kuşak için statü çok önemlidir. Bu kuşak ciddiye alınmak, söz sahibi olmak istemektedir. Yıllardır herkesin dilindeki ‘Gençler Bizim Geleceğimiz’ sözünden sıkılmış, artık ‘Gençler Bizim Bugünümüzdür’ sözünü duymak isteyen bir kuşakla karşı karşıyayız.
-Bu kuşağın odaklanma ve kararsızlık sorunları da var. Bir gün ailesine; ‘Ben doktor olmaya karar verdim’ diyebilir. Ertesi gün ‘Avukat olmaya karar verdim’ diyebilir. Üçüncü gün bu ikisinden de vazgeçebilir. Bu özelliği okuyan aileler, çok büyük ihtimal kafalarını sallayarak bana katılıyorlardır.
-Kuşaklar arasında en ‘girişimci’ olmak isteyen kuşak Z kuşağıdır. Yapılan birçok araştırmada bu kuşağın memur olmak istediği çıksa da, bu durum gençlerin ‘nasıl olsa girişimci olamayacağım’ diye gelecekten ümitlerinin azalması sonucu verdikleri cevaptır. Çok net söyleyebilirim ki bu kuşan kesinlikle kendi işinin patronu olmak istemektedir.
-Bu kuşağın ilk yıllarında doğanlarına baktığımız zaman üzülerek söylüyorum ki, bu kuşak sivil topluma katılmıyor. Sivil topluma katılım oranı ne yazık ki yüzde 10. Bu küçük dilim de sivil topluma burs almak için katılıyorlar. Çünkü bu kuşağın maddi geliri içler acısı durumda.
-Bu kuşak ‘dinleyen taraf değil’, ‘dinlenilen taraf’ olmak istiyor.
-Bu kuşağın en önemli özelliklerinden birisi de ‘Geçmişi değil’, ‘geleceği konuşmak’ istemeleridir. Bu kuşak ülkemizde geçtiğimiz aylarda başlatılan 25 kuruşa poşet satılması olayını takip ediyorlar ama Elon Musk’ı, Elon Musk’ın Tesla markasının Türkiye’ye gelip, gelmeyeceğini daha yakından takip ediyorlar.
-Bu kuşak dünyada ne olup, bittiğini yakından takip ediyor. Bu kuşağın rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın o dönemlerde ‘dünya vatandaşı olmak’ terimine uyan bir kuşak olduğunu söyleyebiliriz.
-Bu kuşak için kariyer çok önemlidir. Elinize ekstra bin TL geçse ne yapardınız sorusuna yüzde 47’si ‘Kariyerim için eğitim alırdım’ demesi bu konuya verdikleri önemi göstermektedir. Ayrıca bu kuşağın gelecek planlarında ‘Yeni bir dil öğrenmek’ ve ‘Dünyayı gezmek’ çok önemli bir yer tutmaktadır.
-Bu kuşak sporu takip ediyor ama onlar için E-spor çok önemli. Z kuşağına E-spor bağımlısı demek çok daha doğru olacaktır.
Yeni nesil gençleri, yani Z kuşağıyla ilgili onlarca daha özellik yazmamız mümkündür. Şimdilik bu kadarını sizlerle paylaşayım. Bir de Z kuşağından sonra gelen 2013 yılından sonra doğan ‘Alfa Kuşağı’ var. Onu da daha sonra sizlerle paylaşırım.
Sonuç olarak dünya transformasyona, yani değişim ve dönüşüme girdi. Hani derler ya ‘gelecek geldi bile’ diye. Bende ‘Z kuşağı geldi bile’ diyorum. Z kuşağı ülkemizde siyaseti, tüketimi, üretimi ve daha birçok konuyu derinden etkileyecek. O yüzden bu kuşağı anlamamız ve destek olmamız gerekiyor. Ülke olarak bu kuşağı anlayıp, onlara gerekli imkanları ve ortamı sağlarsak, eminim ki bu kuşak ülkemizi birçok alanda zirveye taşıyacaktır. Eğer anlayamaz ve desteklemezsek ülkemizin geleceği için kaygı duymamak elde değil…
Z KUŞAĞINA GÜVENİN. BEN GÜVENİYORUM…